30 Nisan 2013 Salı

Beşiktaş "Kaza"'ya Kurban Gitmiş


Beşiktaş'a kim zarar verdiyse karşılığını görecektir. Taraftarımız merak etmesin, hesap soracağım”
1 yıl geçti hesap sorulduğunu, hesap sormak için adım atıldığını gören var mı?

“Öz kaynaklara önem veren bir kulüp yapısı oluşturacağız”
Alt yapıdan A takıma çıkarılarak şans verilen 1 tane oyuncu söyleyebilecek var mı?

“Biz elimizi taşın altına koyduğumuzda ortada kimse yoktu.”
Hala yok. Neden yok? Kulübe o insanları kazandırmak için ne yapıldı? Dünyadaki tek Beşiktaş’lı Fikret Orman mıdır? Başkanın 1 yıldır her konuşmasında kullandığı bu cümle sıkmadı mı artık?

Beşiktaş çok itibarlı ve güvenilir bir markadır. Son zamanlarda bu güveni kaybetmeye başlamıştı. Tekrar bu güveni sağlamaya çalışıyoruz. “
Localarda  magandaların taraftar dövmesiyle, “Düşmeye oynayan takımı şampiyon adayı yaptım” diyen bir hocayla, FEDA sloganı, menemen esprileriyle, 1 yılda 5 yönetici istifasıyla mı sağlamaya çalışıyorsunuz kaybedilen güveni?

“Stadyumda Beşiktaş taraftarlarını dövemeye kalkanlar var. Oranın huzurunu bozanlar var. Onlardan da hesap soracağız. Beşiktaş'a zarar verenin yanına kar kalmayacak.”
Seçildikten 3 ay sonra CnnTürk’te bu açıklamayı yaptı sayın Başkan. Kendisi Umre’deyken taraftar dövmenin ağababasını yaptılar.Geçmiş dönem olaylarından hesap sorabildiniz mi ki hafta sonu yaşanan rezaletten hesap soracaksınız?

Önümüzdeki sene nerede oynayacağımızın da çalışmalarını yapıyoruz”(06.11.2012)
6 aydır önümüzdeki yıl nerde oynayacağımızın çalışması yapılıyor. Türkiye’de 200 e yakın stat mı var da henüz karar verilemedi?

“Beşiktaş'ın UEFA lisansı alabilmesi için ben gittim noterden tüm vergilerine şahsi kefaletimi verdim. “
Beşiktaş başkanının asıl görevi kulübün menfaatleri değil midir zaten? Görevinde 1 yılı doldurmasına rağmen, kefalet vermeden UEFA lisansı alınamaması başarısızlık değil midir? Övünerek bunu savunmanın anlamı nedir?


Geçmişteki açıklamalar çoğaltılarak, birçok tezatlık tartışılabilir. Bugün yapılan basın toplantısının ana gündem maddesi cumartesi yaşanan saldırıydı. Peki konuşulan başlıklar nelerdi? Tamer Kıran’ın istifası, saldırı, şeffaflık, Levent Erdoğan, borçlar, tüzük, Şampiyonlar Ligi bütçesi, başkanlık süresi.. Ana gündem maddesi olan saldırıya, basın toplantısında ne kadar süre ayrıldı? O kişilerin stada neden aranmadan sokulduğu,orada ne amaçla bulundukları neden konuluşmadı? Saldırının asıl sorumlusu kişiler, neden olaya “Kaza” süsü verilerek korunmaktadır? Herkesin kafasındaki soru işaretlerini, “Olay kazaydı” diyerek kaldırabildiniz mi? 
Kimse şunu aklından çıkarmasın.Beşiktaş manevi değerinin yanında bir şirkettir.Bu şirketin sahibi Büyük Beşiktaş Taraftarıdır.Fikret Orman sadece bu kulübün çalışanı, başkanıdır.Ne başkanın,ne yöneticilerin,ne hocanın,ne de oyuncuların bu kulübün gerçek sahibini küçük düşürmeye, kandırmaya,hesap sormaya hakkı yoktur.Hesap soracak birisi varsa taraftarlardır..


Saygılarımla..
Mustafa AYHAN

Twitter: mustafayhan1903
Mail: m.ayhan85@gmail.com


29 Nisan 2013 Pazartesi

İŞİMİZ ALLAH'A KALMIŞ


Son 2 ayda yaşananlara göz atalım,

Samet Aybaba’nın yeğeniyle statta tartışma oldu ve karşılıklı küfürleşmelerle olaylar büyüdü.

Samet Aybaba’nın kızı Gülşen Aybaba babasını eleştiren Ece Erken’e laf attı ve tartışma gece boyu devam etti.

Antalya maçında atılan golden sonra Olcay Şahan taraftara haddini bildirdiğini sanarak el kol işaretleriyle tepki göstermeyi denedi sonrasında olay özür dilemeyle kapatıldı.

Samet Aybaba’nın kızı tribünden “Bunlar Fenerli, atın bunları dışarı.” gibi hakaretlerle taraftarı tahrik ederek kendisine şişe atıldığını iddia etti. Kulüp ise bu olayı kayıtlardan inceleyerek herhangi bir nesnenin fırlatılmadığını görüntülerden tespit edip olayı yalanlayan bir açıklama yaptı.Konu biranda kapandı.

İstifalar arka arkaya gelmeye başladı. Hemen hemen tüm istifaların içeriğindeki ifade aynı “Mevcut yönetim yapısında görevimi yerine getiremeyeceğim, Beşiktaş’a bu yapı içinde fayda sağlayamayacağım…”

Seyit Ateş’ten Muhammed Demirci’nin sözleşmesi ile ilgili bir açıklama geldi, yönetim kurulu üyelerinden anında gelen bir yalanlama sonrası büyük tartışmalar başladı.

Her yönetici buna başkan da dahil takımın teknik direktörü hakkında “Sezon sonu gelsin değerlendiririz” açıklaması yaparak, olası bir hoca değişikliği sinyali verdi.(Levent Erdoğan hariç)

Fernandes’in altyapısından yetiştiği Benfica maçını izlemeye gittikten sonra yoğun bir şekilde transfer haberleri çıktı. Ordu maçında hocasının elini sıkmayarak Bursa maçından sonra yazdığım yazıyı doğruladı.

Ve Ordu maçında yaşanan olaylar…
Fenerbahçe taraftarı, Sedat Peker’in adamı, Tahir ve Tamer Kıran’ın koruması Rauf Büyük elinde cop ile polisin gözü önünde 1 taraftarı tanınmayacak hale getirdi. Göz altına alındı, savcının talimatıyla sabah bırakıldı. Rauf Büyük ile saldırıya karışan Erol Edizer isimli şahıs, 2008 yılında oynanan Antalyaspor maçında bir taraftarı bıçaklayarak ömür boyu her türlü spor organizasyonunu izlemekten men edildi.Olayın diğer kahramanlarından Volkan Burak Uzun ise Rauf Büyük’ün gelecek vaad eden mafya çıraklarından birisi.Ve bu adamlar VIP tribününe Tamer Kıran’ın davetiyle geliyor, “Samet Aybaba İstifa” diyen karı koca bir çiftin üzerine dayak atmak için yürümeye çalışıyor. Öner Boyalıklı isimli bir taraftar “Siz ne yapıyorsunuz, ayıp!” diye engel olmaya çalışırken hastanelik oluyor, kafatasında çatlak, 6 diş kırık.
                Kafama takılan bazı sorular var;
1)       Samet Aybaba’nın sezon sonu gönderilebileceği sinyalini veren tüm yöneticiler ki buna Tamer Kıran da dahil, neden Samet Aybaba’ya tepki gösteren taraftarı dövdürtsün?
2)       Tamer Kıran ve Tuğrul Yenidoğan maçtan önce İstiklal Marşı okunurken, neden maçtan sonra olayın yaşanacağı bölgeye dikkatlice bakıyorlardı?
3)       Biri ömür boyu men cezası almış, biri Fenerbahçeli ve bir mafya babasının adamı ve diğeri de bu kişinin çırağı olan bu 3 kişi stada nasıl girdi? Neden aranmadı? Nasıl bu kadar rahat hareket etti?
4)       Olaydan sonra savcı neden talimat verip tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasını istedi?
5)       Şişe fırlatma olayından sonra Gülşen Aybaba, Adnan Aybaba ve Samet Aybaba “Bu olayın hesabı sorulacak.” derken dün yaşanan çirkin olayı mı kastettiler?
6)      Kazanılan kaybedilen her maçtan sonra, yorumu tartışması eksik olmayan Samet Aybabanın kızı neden 4 gündür sessiz?
7)       Gördüğü her mikrofona konuşan Tamer Kıran açıklama yapmak için neyi bekliyor?

Kafalarda soru çok cevap yok…

Yapılan tek doğru şey, Başkan Fikret Orman’ın umreye gitmesidir.Başkan haklı, duruma bakarsak Beşiktaş’ın işi Allah’a kalmıştır..

Saygılarımla
Mustafa AYHAN

Twitter: mustafayhan1903
Mail: m.ayhan85@gmail.com

24 Nisan 2013 Çarşamba

Ne Olacak Bu BEŞİKTAŞ’ın Hali




Beşiktaş taraftarının birkaç yıldır en çok duyduğu sorudur bu. “Ne olacak bu Beşiktaşın hali?” Rakip takımı tutan eşimiz dostumuz bu soru ile hafiften kızdırır hepimizi.Birkaç koyu Beşiktaşlı toplanınca muhabbet bu soru ile başlar sonrasında saatlerce kafa patlatılır.Yatmadan önce kafanı koyarsın yastığa ve sorarsın kendi kendine bu soruyu. Kafamın içinde saplantı haline dönüşen bu soruya karşılık, aklıma gelen çözüm önerilerim, düşüncelerim şunlardır; 
  • Üyelerin aidatlarını, yöneticilerin ödemediği bir sistem kurulmalı.
  • Dernek üyeleri, seçimde kullanacakları oylarını, kendisini besleyecek kişiye değil, Beşiktaş’ı kalkındıracak kişiye vermeli.
  • Derneklerin yapısı, üyeleri, yöneticileri gözden geçirilmeli.
  • Seçimlerde, dernekleri arkasına alıp koltuk sevdasına düşen yöneticilerin kulüpten uzaklaştırılmalı.
  • FEDA , Menemen,  Gizli Hedef gibi tabirleri kullanmayan yöneticilerle ve idarecilerle çalışılmalı.
  • Kulüp Üyeliği, Beşiktaş tabanından kopuk, taraftardan uzak,yıllardır hiçbir fayda sağlamayan aynı isimlerin etrafında döndürülmemeli.
  • Olumlu adımları, yeni oluşumları, tüzük değişikliğiyle engellenmeye çalışan, koltuk sevdalısı yöneticiler kulübün kapısından içeriye sokulmamalı.
  •  “Bizi bu hale düşürenlerden hesap soracağız” gibi  yapamayacağı vaatler verip, farklı gündemler yaratmak için her mikrofona konuşan Başkana “Hesap sormak için ne bekliyorsun?” sorusu sorulmalı.
  • Şeffaflık ile her mikrofona konuşmanın aynı olmadığı bilinmeli.
  • İşinde uzman idareciler yerine hemşeri, eş-dost, sponsor önerisiyle kulübe çalışan alınmasını engellemeli.
  • Kişisel çıkarlar uğruna Beşiktaş’ı başarısızlığa götüren yönetici, idarecilerle derhal yolların ayrılmalı.
  • Büyük kulüplerin, küçülmeye gidilerek başarılı olamayacağı bilinmeli.
  • Ürün çeşitliliği arttırılarak iyi bir pazarlama departmanı oluşturulmalı.
  • Kartal Yuvasında para kazanmak için adını kullandığın “Çarşı” taraftar gurubu kulüpten, stattan uzaklaştırılmamalı.
  • Altyapının başına sadece eski Beşiktaş futbolcusu olmaktan başka vasfı bulunmayan kişiler yerine, bu işin eğitimini almış uzmanlar geçirilmeli.
  • Tüm yıldızlarını satıp hedefsizleşmek yerine, elindeki yıldızları kullanarak kulübe gelir getirecek şampiyonluk, Avrupa’da başarı, forma satışı, vizyon, tanıtım gibi olumlu hedeflere yönelmeli.
  • Ürün satışı için birçok büyük sanal mağaza ile anlaşma yapılmalı.
  • Kartal Yuvası Mağazalarının sayısı arttırılarak hemen hemen her AVM de bir mağaza açılmalı.
  • Taraftarlar arasında ödüllü proje yarışmaları düzenleyerek, taraftarın kulübün gelişmesine katılımı sağlanmalı.
  • Kendini ispatlamış, kariyeri sağlam, vizyonu olan, “Gizli Hedef”’ten çok kulübün 110 yıllık tarihinde tek hedefinin Şampiyonluk olduğunun farkında olan bir hoca ile çalışılmalı.
  • Medya, basın önünde oyuncusunu küçük düşürmeyecek, topluma oyuncularını şikayet etmeyecek, oyuncusuna iyi günde kötü günde sahip çıkacak hocalar ile çalışılmalı.
  • Beşiktaş’ın sadece futbol takımı olmadığı bilinmeli, para yok diye branş kapatmak yerine sponsor bulunmak için gerekirse kapı kapı gezilmeli.
  • Sadece Beşiktaş’ın konuşulduğu radyo, TV programlarına sponsor bulunmalı, yöneticiler her fırsatta bu programlara destek vererek Beşiktaş’ı 3. sayfalardan kurtarmalı.

Başlangıç olarak bunlar yapılsın, bak o zaman Beşiktaş birkaç yılda nerelere geliyor. Hiçbir Beşiktaşlı yönetici, taraftar asla ve asla yenilgiyi ve başarısızlığı kabullenmemeli.Kimsenin, ”Nasıl olsa borçtan dolayı, bu sezonu çöpe atmıştık” demeye hakkı yok!. Kimsenin Beşiktaş’ın haklarını, hedeflerini,hayallerini çöpe atmaya hakkı yok! Kimsenin, “Beşiktaş bu yıl küme düşer diyorlardı 3. olduk bu da başarıdır” demeye hakkı yok! Başarısızlığı, başarı gibi göstermeye çalışanlara fırsat vermeyin.

Saygılarımla..
Mustafa AYHAN

Twitter: @mustafayhan1903

16 Nisan 2013 Salı

Oğuzhan'ın Zaferi




                Yıllardır devam eden geleneği bozmadık.Dün akşam Antalyaspor’a karşı galip gelerek önemli bir 3 puanı cebimize koyduk.Doğma büyüme Antalyalı olup, 8 yıl önceye kadar Antalyaspor’un bütün maçlarına gidip destek vermiş, Beşiktaş maçlarında “07 Gençlik ve Akrepler” in içinde Beşiktaş atkısı ile oturan tek kişi olarak benim için farklı bir anlam taşıyan bir maçtı dün akşamki maç.Önemli bir üç puan aldık.  Sadece Samet Aybaba’nın bildiği “Gizli Hedef”‘imize yaklaştık mı uzaklaştık mı hocaya sormak lazım. 110 yıllık tarihinde, kurulduğundan beri hedefi şampiyonluk olan takımın 110. yılında biranda  “Gizli Hedef”’i oldu. Ellerimizde taze ekmek, önümüzde menemen tabaklarıyla merakla bekliyoruz bu “Gizli Hedef” nedir diye.Verdiği röportajda “Fenerbahçe karşısında kazanmamız düşüşe neden oldu.” açıklamasıyla “Keşke Fenere yenilseydik yahu!” dedirten sevgili Aybaba dün akşam taktiksel zekasıyla! hepimizi adeta büyüledi. 1 kaleci, 4 defans, 2 defansif orta saha toplamda 7 defansif yönü olan futbolcumuzla Antalyaspor karşısında varımızı yoğumuzu ortaya koyarak, canımızı dişimize takarak gol yememek için savunma yaptık. Kolay değil karşımızda hücum yapsan da gol atmak imkansız olan, her hücumu golle sonuçlanan bir dünya devi Antalyaspor vardı.Savunabildiğimiz kadar savunma yapalım, kalan vakitlerde topu verelim Fernandes’e bir şeyler yapsın.  Yapamazsa da nasıl olsa maçtan sonra “Haftanın 4 günü barlarda, eğlencede” diye suçu ona atıp yırtarız düşüncesiyle sahaya çıkan büyük deha Sir Samet Aybaba galibiyette en büyük paya sahipti diyebilir miyiz?
                26 Mart 2013 bundan 20 gün önce Oğuzhan Özyakup’un babası Muzaffer Özyakup’un açıklamalarını noktasına dokunmadan yazıyorum. “Hollanda’dan kalkıp oğlumun yanına geldim. Sırf hocasının açıklamaları üzerine burada kaldım. Çocuğun idman dışında bir yere gittiği yok. Bir yemeğe çıkar o da ya bizim aile ya da diğer futbolcu arkadaşları ile. En geç akşam 8’de evde oluyor. Futbolu her şeyi ile yaşıyor. Elbette eksiği olabilir ama hocası bir tek oğlum için basın önünde sürekli yanlış, eksik bilgiler verip onu ve bizleri rencide ediyor. Bu durum artık böyle gitmeyecek. Gerekirse Başkan ile konuşup bunun tekrarı halinde sezon sonu ayrılma niyetimizi söyleyip yardım istemek durumunda kalacağım. Her gün acaba hoca bugün oğlumuz için ne suçlamada bulundu psikolojisi içinde yaşıyoruz. Annesi de çok üzülüyor”
“Oğuzhan’ı şımartmayın,büyütmeyin”, “Gece hayatına dikkat etmeyenler var” açıklamalarıyla Oğuzhan’ı da ailesini de bezdirmişti artık Aybaba.Hoca, dün akşam maçtan sonra, “Oğuzhan benim evladım, katkısı büyük oldu” deme cesaretini buldu kendinde. Ya gününde olmasaydı neler bekliyordu acaba Oğuzhan’ı.. İbrahim Altınsay’ın hediyesi olan bu genç kardeşimiz acaba Altınsay’ın bulduğu oyuncu olduğu için mi bu kadar üzerine geliniyor. Hani Aybaba göreve gelmeden birkaç gün önce “Bilgim dışında hocalarla görüşülüyor” diye istifa eden sayın Altınsay. Hani, Aybaba ismi açıklandıktan sonra  “Ericsson’a bile razıyım derdim.” diyen Altınsay. Oğuzhan’ın yedek bırakılıp bu kadar üzerine gidilmesinin sebebi “İbrahim Altınsay’ın bulduğu oyuncu” olması mıdır? Taraftarın büyük saygı duyduğu Sayın, İbrahim Altınsay’ı itibarsızlaştırma operasyonunda araç mıdır Oğuzhan?
                “Forvet hattındaki sakat oyuncularımızdan dolayı ilerde Mustafa Pektemek’i kullanmak zorunda kaldık” açıklamasını yapan Samet Aybaba’ya sormak istediğim bir şey var; Olcay Şahan’ın abisi Osman Şahan’ın ortağı olduğu menajerlik şirketi “Players&More Sportmanagement GmbH “ ‘den aldığın Sinan Kurumuş nerdedir? Oynatılmayacaksa neden alınmıştır? Olcay Şahan ile aranızdaki dostluk ticari midir?
                Olcay Şahan, dün akşamın en çok konuşulan isimlerinden birisi. İkinci yarıda oyuna giren Olcay Şahan (İlk yarıda sahada olduğunu söyleyenler olsa da ben duyduğuma değil, gördüğüme inanırım.) 15 dakika sahada kaldı ve bu 15 dakikayı bir de golle süsledi.Golden sonrada taraftara dönüp “Noldu lan noldu, al işte al!!” diyerek sağ olsun tüm Beşiktaş Taraftarına haddini bildirdi. Hani o gösterdiği Şanlı Arma’nın sahibi, hani o aldığı 1 Milyon Euro garanti  parayı, cebindeki son parayla bilet alarak ödeyen taraftara. Tüm maçlarda yatıp 4-5 Maçta bir çıkıp 1 gol atacaksın, sahada mücadele etmeyeceksin, diğer oyuncuların gözü önünde Aybaba tarafından kayırılacaksın, hocanın eleştirdiği, kötülediği diğer oyuncuların paslarıyla gol atıp bir yerlere geleceksin, senede 1 Milyon Euro garanti para alacaksın, birde dönüp taraftara haddini bildirmeye kalkacaksın. Olcay Şahan, o armasını gösterip üzerine giydiğin forma 110 yıldır, dün akşam küfrettiğin taraftar sayesinde var.1 çift kundura + 2 takım elbiseye transfer olup 17 yıl boyunca kulüpten tek kuruş almayan Baba Hakkı’nın giydiği formayı giyiyorsun.Haddini bil!
                Dün geceden gözüme çarpanlar; Şifo Mehmet’in dakikalarca alkışlanıp Aybaba’nın ıslıklanması,Mustafa Pektekmek’in azmi, çalışkanlığı, eski günlerine özlemi  olumlu sinyaller veriyor. Gökhan Süzen’in sakatlanıp 2 dakika boyunca yerde yatarken 1 tane oyuncunun yanına gelip iyi misin diye sormaması ilginçti. Holosko’nun kadroda isminin olup sahada olmaması, Oğuzhan’ın maçın bitiminde gördüğü sarı karttan sonra Fernandes’in, Oğuzhan’a desteği ve diyalogu diğer göze çarpan detaylardı.. Çok fazla detayın bulunduğu bir gece oldu.
                Son olarak bahsetmek istediğim bir isim var. Samet Aybaba’nın kızı Gülşen Aybaba. Onun ismini ilk defa herhangibir puan kaybı sonrası yapılan röportajda Aybaba’nın “Kızım beni yenilgi sonrası eve almıyor” diye açıklamasıyla duyduk. Daha sonra Ece Erken’in “Samet Hoca değil, Samet Bey” söylemine sert karşılık vererek, taraftarlar tarafından “Çapsız Samet’in Çapsız Kızı” yakıştırması ile gündeme geldi. Dün akşam ise Samet Aybaba’ya tepki gösterenleri stattan attırmaya çalışmasından sonra, kendisine şişe fırlatıldığı haberleriyle tekrar manşetlere girdi genç kardeşimiz. 2010 yılında “Mutluluk Kenti” albümünü çıkaran yetenekli arkadaşımızın yeni albüm hazırlığında olup olmadığı merak konusu. Yeni bir Buse Terim vakası yaşanıp yaşanmayacağını merak ediyorum.Bekleyip göreceğiz..

Saygılarımla..
Mustafa AYHAN

Twitter: mustafayhan1903

                

11 Nisan 2013 Perşembe

PROJE BJK


Ben de dahil olmak üzere tüm Beşiktaş taraftarı, yönetimden, teknik heyetten, futbolculardan, alt yapıdan, Türk futbolundan, hakemlerden, yayıncı kuruluştan, spor yazarlarından, basından, futbolun içindeki herkesten ciddi anlamda şikayetçiyiz. Eleştiriyoruz, küfrediyoruz, tepki gösteriyoruz, saatlerce süren futbolun dışında her şeyin konuşulduğu programları izliyoruz. Yeri geliyor eşimizle,dostumuzla, arkadaşlarımızla, ailemizle ciddi tartışmalar içine giriyoruz. Ama problemlerin çözümüne dair kafa patlatmak pek hoşumuza gitmiyor. Ülke olarak genel sorunumuz bu sanırım. Herkesin bir eleştirisi var ama çözüm için fikri olan kişi sayısı en fazla %10.
Neredeyse hergün, “Şöyle olsa daha iyi olmaz mı?”, “Bunlar yapılsaydı çok farklı yerlerde olurduk” gibi birçok diyolog içindeyiz.Yeri geliyor geçimimizi nasıl sağlayacağından çok Beşiktaş’ı bu dar boğazdan nasıl kurtaracağımzıı konuşuyoruz. Ve en sonunda Beşiktaş için kafa patlatan birkaç kişi olarak bir karar alalım dedik ve kolları sıvadık. 
Kimseye, hiçbir kuruma bağlı olmadan, www.besiktasicinbirfikrimvar.com sitesindeki oluşuma benzer şekilde, taraftarlarımızın fikirlerini, düşüncelerini, önerilerini proje haline getirip gerekli fizibilite çalışmalarını yaparak yönetime sunmaya çalışacağız. Lisanslı ürünleri, kombine satışı, Kartal Yuvası gibi, taraftar odaklı para kazanma politikasına alternatif yeni maddi kaynak arayışı içine girelim dedik. Sosyal medyayı kullanarak, gecesi gündüzü Beşiktaş olan taraftarlarımızdan destek bekliyoruz. Sesini duyurmaya çalışan, fikirleri “evet haklısın” ‘dan öteye gitmeyen tüm taraftarımızı destek vermeye davet ediyoruz. Beşiktaş Şirketler Gurubu Genel Koordinatörü Sayın Uğur Gökhan Sarı ‘nın destek ve teşekkürü ile, çözüm odaklı projelerimizi oluşturmak için tüm taraftarımızın fikirlerinizi bekliyoruz. 
Önerilerinizi mail yoluyla, projebjk@gmail.com mail adresine gönderebilirsiniz. Bu havuza 1 damla bile katkımız olacaksa ne mutlu bize. Projelerden para kazanma, telif hakkı, ödül, hediye, imtiyaz, bedava bilet gibi hiçbir beklenti ya da isteğimiz olmayacaktır. Bize en güzel hediye Beşiktaş’ın daha güçlü bir yapıya kavuşmasıdır. Beşiktaş üzerinden para kazanmak için değil, Beşiktaş’ımıza para kazandırmak için varız. En büyük hayalimiz, birçok taraftar gurubu içinde bir ilki gerçekleştirerek Türkiye’nin en güçlü Taraftar Proje Ekibini kurmaktır. Bilgisi, donanımı, projeyle ilgili uzmanlık alanı olan herkesi ekibimize katılmaya bekliyoruz.

Saygılarımla,
Mustafa Ayhan

İletişim:
Twitter; @mustafayhan1903
Mail; projebjk@gmail.com   

9 Nisan 2013 Salı

Beşiktaş’ta neler oluyor? Birde benden dinleyin..


Dün Bursaspor’a net bir skorla mağlup olduk.Mağlubiyet önemli miydi Beşiktaş tarfatarı için? Her mağlubiyet ve puan kaybı üzer Beşiktaş taraftarını ancak oynanan oyunun kötülüğü, son 5 maçta galibiyet
alınsa da kötü futbol resmen kahrediyor hepimizi.Çıkarılan yanlış kadrolar, koşmayan, problemli bir Beşiktaş var sahada. Samet Aybaba’ın son 5 maç sonu açıklamalarına bakın. “ Kötü oynuyoruz, koşmuyoruz, sahaya istediklerimizi yansıtamıyoruz, sakatlıklar çok bazı oyuncularımız kötü oynuyor vs.” Samet Aybaba sen yorumcu musun bu takımın hocasısı mısın? Bende soruyorum şimdi sana “Neden kötü oynuyoruz?, Neden koşmuyor takım? Neden sakatlıklar yaşanıyor? Neden bazı oyuncular kötü oynuyor? Neden? Neden? Neden?” Bunların nedenlerini açıklaması gereken sen misin, taraftar mı, yada başkaları mı? “Galibiyet oyuncularımın, malubiyet benim sorumluluğumdur” diyebilecek kadar asla cesur olamayacaksın. Bu takım 2 kez liderliği ele geçirme şansı yakaladı hedefimiz şampiyonluk olamaz, şampiyonluk gizli hedef, menemen yiyeceğiz gibi saçma sapan sözlerinle ne oyuncularına ne de çalışanlarına şampiyonluk hırsı aşıladın. Ne takımına güvendin ne de kendine. Parasız, hedefsiz, ligte tutunmaya çalışan bir takım görüntüsünü Beşiktaşa yakıştırmak Beşiktaşa ihanettir. Gelelim takımın içinde asıl sorunlara, dile getirilmeyenlere. Duyumlarımın hepsi kulüp içinde çalışan arkadaşlarımın aktarımlarıdır.İşlerini kaybetmemeleri için isim vermeyeceğim.
Siirtspordan getirilen kondisyonerler Samet Aybaba’nın hemşerisidir. Osmaniye belediye başkanı ricasıyla Samet Aybaba tarafından para kazandırılmak amaçlı, torpille işe sokulmuştur.Tamer Kıran bu işe alımlarda baş rolü oynamıştır. Kondisyonerler işlerine devam etmek, torpil algısını yıkmak için oyunculara kendilerini sevdirmek politikasını uygulamış, ağır kondisyon çalışmalarını azaltıp sık sık Play Station turnuvaları düzenleyerek vakit geçirme eğilimindedirler.Necai Yücel’in uyarılarına, kondisyonerlere ağır eleştiriler getirerek azarlamasına Almeida tepki göstererek tatsızlık çıkarmıştır. Hugo Almeida, Necati Yücel’in uyarılarını dinlemesinin cezasını 6 hafta sakatlanarak çekmektedir. Necati Yücel’in ilk iş gününden sonra gönderilmesinde en büyük pay mevcut kondisyonerleri işe alan Tamer Kıran’dır.  
Alt yapıdaki oyuncuların çoğunun yakınlarının Beşiktaş kongre üyesi olması, bir çoğunun yakınlarının ve oyuncuların Aybabayı eleştirmesi nedeniyle Hasan Türk, Muhammed, Atınç, Mertcan Demirer, Ümit Karaal, Emre Özkan, Erkan Kaş gibi oyuncular forma bulamamakta, yakından ilgilenilmemekte, hatta hiç konuşulmamaktadır. Muhammed Demircinin sözleşmesi uzatılmasın, çalışmak istemiyorum diye Samet Aybaba tarafından yönetime rapor bile verilmiştir.
Gökhan Süzen transferinde takas önerisi getirilen ve takımdan gitmek istemeyen Emre Özkan 30. dakikada oyundan alınarak, antremanlarda en iyi performansını gösterdiği anda farklı pozisyona çekilerek itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır ve bu durum hala devam etmektedir.
Ersan Gülüm’ün Türk oyunculardan çok yabancı oyuncularla zaman geçirmesinden rahatsız olan Aybaba, Ersan’ı bu konuda uyarmıştır ve “Bunun ne zararı var Hocam” cevabından sonra yedek kulübesine çekilmiştir.
3 yabancı, 2 yerli oyuncumuz Samet Aybabanın bu gereksiz tavırları ve egolarından rahatsız olarak Fikret Orman ile bir görüşme yapmış, bu görüşme sonucunda 5 oyuncudan 3’ü son Bursaspor maçında yedek olarak çıkarılmıştır.
Fernandes’in Samet Aybabanın oyun sistemi hakkında eleştirileri olmuş, ortasahadan hücuma çıkarken forvet oyuncusu ile arasındaki mesafenin çok olduğundan ve yardım alamadığından yakınmış bu eleştirilere de Samet Aybaba “Kafanı yorma böyle şeylere,sezonun bitmesine az kaldı, sezon sonunda nasıl olsa seni satacağız.” cevabını vermiştir. Bunun üzerine Fernandes’in menejeriyle beraber Fikret Orman’a durumu aktardığı, Fikret Orman’ın “Seni satmak gibi bir düşüncemiz yok” cevabı üzerine oluşan güvensizlikten dolayı Fernandes’in mutsuzlaştığı söylenmektedir.
Samet Aybabanın, antremanlarda, kamplarda, yemeklerde Olcay’a çok farklı davranması, onun isteklerine olumlu cevap verip genç oyuncular başta olmak üzere diğer oyuncuları terslemesi takım içinde huzursuzluk yaratmış, takımın Olcay ile olan diyaloğu kesilmiştir. Yemeklerde tuz bile uzatılmayan adam durumuna gelmiştir.
Tamer Kıran yada Levent Erdoğan olduğu söylenen bir yöneticinin teknik heyet ile konuşarak “Şampiyonlar ligine gidersek taraftarın beklentisi artacak, yıldız oyuncu, pahalı transferler yapmak zorunda kalacağız.Bir yıl daha beklemek daha doğru. Çok kasmayın Uefa için oynayın” diye uyarıda bulunduğu söylenmektedir.
Oğuzhan’ın Beşiktaş’a transfer edilmesinde en büyük rolü oynayan İbrahim Altınsay’ı itibarsızlaştırmak için Oğuzhan’ı taraftarın önüne atma politikası uygulanmaktadır. İyi oynadığı maçlar sonunda bile huzursuzluk yaratacak açıklamalar yapılarak oyuncu taraftar gözünde şımarık, asi, tembel gösterilmektedir.
Değerli arkadaşlar aldığım duyumlar bunlardır.Duyduklarınızı kaydetmedikçe ispatı yoktur ve hep duyum olarak kalacaktır. Doğrudur, yanlıştır, gerçektir, değildir bilmiyorum ama bir şeylerin olduğu kesin. Kulübümüzün bazı personellerinin aktardığı, görüdüğü, şahit olduğu, duyduğu şeylerden örnekler verdim. Yaşananlar, oynanan kötü oyundan çok daha kötü hatta bunların konuşulması bile iğrenç.Kişisel hırslar, ego tatminleri uğruna koskoca bir kulüp itibarsızlaştırılıyor ve küçültülmeye çalışılıyor. Ama şunu kimse unutmasın. Beşiktaş o kadar büyüktür ki bir anda nasıl altında kaldığınızı hayal bile edemezsiniz!

Sonradan eklenen not: Hiçbir şahsa, kişiye, camiaya asla hakaret etmem, hele ki bu Beşiktaş ise laf edenin de karşısına çıkarım.Duyduklarımı, dedikoduları, konuşulanları yazdım. İddialar benim değildir.Sizin bu yazı sayesinde bu iddiaları duyduğunuz gibi bende sadece etraftan duyduklarımı derledim.Her Beşiktaş taraftarı gibi konu hakkında bende bir açıklama bekliyorum.



Saygılarımla
Mustafa AYHAN

Twitter: @mustafayhan1903