29 Mayıs 2013 Çarşamba

Kazanan Beşiktaş Olmalı (27.05.2013 Medya Kartalı)

Her kulüpte, başkanlık seçimi öncesinde çok büyük ayrılıklar ve kavgalar yaşanır. Seçim yarışının doğasında var bu kavgalar ve ayrılıklar. Herkesin kafasında bir adayı vardır. Karşıt görüşlere sahip kişilerin birbirleriyle sağlıklı diyalog kuracağı olgunluğa henüz erişemedik. Birbirimizle tartışırken, amacın Beşiktaş’ın daha iyi yönetilmesi olduğunu unutuyoruz. Amaç Beşiktaş’ın geleceği ise Büyük Beşiktaş taraftarı bu dönemde sabırlı ve sakin olmalıdır.
Sayın Fikret Orman duygularıyla hareket eden bir başkan. “Yüreği yeten varsa çıksın aday olsun.” sözü, başkanlığa niyeti olan fakat aday olmaktan çekinen güçlü isimleri harekete geçirdi. İlk adaylık oluşumunu İbrahim Altınsay yaptı. Hemen arkasından Serdal Adalı Türkiye’ye dönerek adaylık girişimlerini ve liste çalışmalarını başlattı.Başta Murat Aksu olmak üzere birçok kulübün önde gelen ismi bu oluşumda Serdal Adalı’ya çok büyük destek oldu.Bu isimler, kendi isimlerini ön plana atmaktansa bir bütün olmayı tercih etti.Uzun zamandır sağlanamayan bu birliğin oluşması çok önemlidir.
İbrahim Altınsay ile Serdal Adalı geçtiğimiz hafta bir görüşme yaptı. Bu görüşmede tek listede birleşme konusu tartışıldı. Listedeki isimler ve yönetim şemasında, projelerde ve birçok konuda farklı düşünüldüğü için görüşme olumsuz sonuçlandı. Beşiktaş’ın geleceği  konusunda yapılan bu görüşme yine dostluk içerisinde tamamlanarak iki adayın birbirine başarı dilemesiyle sonlandırıldı.
Herkes iki adayın üzerinde yoğunlaşmışken 3 aday ihtimalinin daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Fikret Orman, İbrahim Altınsay, Serdal Adalı.. Beşiktaş’ın geleceği için 3 değerli ismin yarışması heyecanı arttırıyor. Eğer İbrahim Altınsay adaylıktan çekilmez ve kararlılığını sürdürürse harika bir seçim bizi bekleyecek.İbrahim Altınsay birçok kişi tarafından şansı en az aday olarak gösterilse de Sayın Altınsay’ın aday olması bile Beşiktaş’a çok büyük yarar sağlayacaktır.  3 adayımıza da başarı ve şans diliyorum.
Peki bu yarışı kim kazanır? Bu tartışmanın yapılmasını doğru bulmuyorum. Seçmenler ve taraftarlar destekledikleri adaydan çok, adayların listesine ve yönetim bütünlüğüne bakmalıdır. Her adayın birçok isimle görüşmeleri var ve tüm listeler hızla şekilleniyor. Burada isim vererek yazarsam adaylara ve bilgi kaynaklarıma saygısızlık olur ama şu kadarını söyleyeyim Serdal Adalı çok güçlü bir liste ile geliyor ve listesindeki isimleri eleştirmek, yeterli bulmamak neredeyse imkansız. Liste açıklandıktan sonra yönetici adaylarımızı detaylı olarak inceleyeceğiz.
Adaylar sırayla listelerini açıklama hazırlığındayken, Fikret Orman’ın henüz mevcut hoca ile yolları henüz ayırmadan, sportif direktör ile anlaşması, teknik direktör arayışı, transferleri seçime kadar yapma çabası bu süreçte beni en çok rahatsız eden gelişmelerdir.. Oturduğu koltuğu bir dönem daha garantiye almak için hiçbir Beşiktaş başkanının acele kararlar alma lüksü yoktur! Olgun bir başkan seçim öncesinde, seçilememe durumunu da göz önünde bulundurarak çalışmalarını yapıp Beşiktaş yararına adımlar atmalıdır. Seçimi kaybederse, yeni seçilecek Başkanın işlerini zorlaştırmak hep övündüğümüz “Beşiktaşlı Duruşu” ‘na aykırıdır. Bu yarışın kazananı, isimler değil Beşiktaş olmalıdır. Saygılarımla..

Twitter: @mustafayhan1903
Mail: m.ayhan85@gmail.com

Yeni Sezon Yeni Umutlar ( 22.05.2013 Medya Kartalı)



Gündemimizin neredeyse tamamını oluşturan parasızlık ve FEDA'nın konuşulduğu bir sezonu tamamladık. Sezon başında İbrahim Altınsay'ın çalışmalarını hiçe sayarak işe koyulan yönetim, yaptığı hataları düzeltmek için neredeyse seferberlik ilan etmiş durumda. Yönetim diye başladım söze ama ortada açıkçası bir yönetim de yok. Fikret Orman neredeyse tek yetkili olarak çalışmaya devam ediyor. Bu yanlış yönetim sonucunda, yola çıktığı yönetim kurulu üyelerinde yaprak dökümü başladı, kulüp içinde bulunan muhalif isimlerin eli hızla güçlendi. Kart1903 projesi de bu tepkilerin tuzu biberi oldu. Beşiktaş Gelişim Gurubunun hazırladığı, iş ortaklığı görüşmelerini Gökhan Sarı’nın yaptığı, hedef alıcı kitlesinin de Beşiktaş taraftarı olduğu Kart1903 projesi hayata geçti. Başlangıç gelirlerinin %65 ‘ini aracı kuruma verildi ve "Beşiktaş’ın cebinden para çıkmayacak" sloganıyla açıkçası hepimize yutturuldu. "Kart1903 sahibi olmayan maçı statta izleyemeyecek." açıklaması, proje amacını anlamamızda bize yardımcı oldu. "Beşiktaş maçını izlemek istiyorsan kardeşim benim anlaştığım aracı kuruma güzel güzel haracını ödeyeceksin." Bu açıklamanın anlamı budur. Teknik ekip seçilirken yapılan yanlışlar, Aybaba’nın talimatıyla işe alınan hemşeri kondisyoner, “Hesap soracağım!” açıklamalarının sadece laftan ibaret olması, transferde yapılan yanlışlıklar, locada atılan dayaklar derken ele yüze bulaştırılmış bir yönetim çıktı karşımıza. Yazarken bile kötü hissediyorum kendimi. Apar topar alınan bir seçim kararı beklide daha aklı başında yöneticileri hareketlendirdi. Umarım iyi bir seçim geçiririz ve her şey Beşiktaş’ımız için hayırlı olur.

Önder Özen ile birlikte yeni sezona hazırlanmaya karar verildi. Hacettepe’deki başarısızlığından çok Fenerbahçe’de çalışmasının konuşulması biraz komik geliyor bana. Son konuşulanlar ise Önder Özen’i kim önermiş, hangi takımlıymış vs.. Açıkçası ben yeni kurulacak ekipten umutluyum. Ekranlara yabancı olmayan bir sportif direktörün Medya-Beşiktaş ilişkilerini de düzelteceğini umuyorum. Türkiye’de bilinen en iyi Scout'lardan biri olduğunu düşünüyorum. Birçok Avrupa kulübünün uyguladığı sistem kurulmaya çalışılıyor. Bu sistemin kurulma ve işleyiş aşamasında endişe duyduğum iki durum var. Birincisi, Önder Özen’e bağımsız ve özgür bir çalışma ortamı yaratılacak mı? İkincisi, takımın başına getirilecek hoca ile uyumu nasıl olacak? Kahin olamayacağımıza göre bekleyip göreceğiz.

11 Mayıs 2013 Cumartesi, İnönü Stadı’na veda ettiğimiz o muhteşem gün. Polislerin taraftarlar arasında havaya ateş açtığı, biber gazı atıldıktan sonra, yaşlı, hasta, çocuk, hamile, kadın, erkek herkesin adeta terörist muamelesi gördüğü o günün üzerinden tam 11 gün geçti. Taraftarın, Kart1903 alarak "Aidiyet" olgusunu göstermesini isteyen Sayın Fikret Orman taraftara yapılan bu zulme karşı tek bir açıklama yaptı mı? Aidiyet ve güvenilirlik yorumunu sizlere bırakıyorum. Saygı ve sevgilerimle...
NOT: Yorum ve görüşlerime değer verip, sizlerle buluşmamı sağlayan Değerli Medya Kartalı yönetimine ve Sevgili Büyüğüm Kadir Kılıç’a teşekkürlerimi sunarım…

Twitter: @mustafayhan1903
Maiil: m.ayhan85@gmail.com

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Bir Sezon Daha Kaybettik


Bir sezonun daha sonuna geldik. Mağlubiyetle sezonu kapatarak 31 puan kaybeden liderin 13 puan gerisinde 3. olarak ligi tamamladık. Yani toplamda 44 puan kaybı ve yeni bir rekor kırarak 49 yenilen gol ile FEDA yılını bitirdik. Her takımdan köşe yazarı Samet Aybaba’nın harika bir sezon geçirerek ligi tamamladığında hemfikir. Demek ki Beşiktaş tüm spor camiasında bu konuma düştü ve 3. lük büyük başarı olarak görülmeye başlandı. 110 yıllık tarihinde hedefi hep şampiyonluk olan takımın bir anda “Gizli Hedef” i olduğu konuşuldu. “Menemen” esprileri ile paramız yok iması yapıldı. Şeref Bey’in hastalığında “Beşiktaş’a canım FEDA” sözleri para politikası için kullanıldı. Yanlışları saymaya başlarsak sayfalar yetmez en iyisi tadında bırakalım.
Durum böyle olunca Sayın Aybaba isyan ediyor haklı olarak, “Taraftarın beni neden istemediğini anlamış değilim.” Beşiktaş taraftarını diğer takım taraftarları gibi görüp genel bir değerlendirmeyle işin içinden çıkmak kolay. Beşiktaş taraftarı takımının ligi kaçıncı sırada tamamladığıyla pek ilgilenmez. Şerefli ikincilikleriyle övünen taraftar Aybaba’ya neden bizi şampiyon yapmadın demedi ve asla bunu söyleyecek yapıda değildir. Paramız yoktu 3. olduk helal olsun Aybaba’ya diyecek yapıda da değildir. 14 yıl Beşiktaş’ta oynayıp hala taraftarını anlayamayan bir hocanın vizyonunu iyi incelemek gerekir. Samet Aybaba hayatında ilk defa çalıştırdığı bir takımı 3. yaptı kendisi için bu çok büyük başarıdır.
Gelelim taraftar gözündeki başarısızlıklara; Türkiye’nin en büyük takımlarından birinin başına geçip “Menemen” esprileri yaparsanız, memleketiniz Osmaniye doğumlu olan ve Siirtspor’un kondisyonerlerini ekibinize dahil edip sezon boyunca darbeye bağlı olmayan sakatlıklarla mücadele etmek zorunda kalırsanız, “Beşiktaş’ın geleceği altyapıdadır” söylemiyle gelip bir tane genç oyuncunuza bile fırsat vermezseniz, yaptığınız transferlerden verim alamayıp üzerinde ısrar ederseniz, sizi sevmeyen bir yöneticinin yaptığı yılın transferini sadece kişisel hesaplaşmalarınızdan dolayı yedek bırakıp basın önüne atarsanız, oyuncularınızın arkasında durmak yerine her fırsatta basının önüne atarsanız, kendi kararınızla alınan bir oyuncuyu bütün oyuncularınızdan ayrı bir yere koyup yere göğe sığdıramıyorsanız, takımın elde kalan en gözde oyuncusuyla tartışmaya girip defalarca sorun yaşarsanız ve oyuncuyu küstürürseniz, oyun içinde iyiye giden takımı yaptığınız değişikliklerle sabote ederseniz, kendiniz dışında herkesi suçlu olarak lanse ederseniz,yeğeniniz, kardeşiniz, kızınız kısacası ailenizin tümü ile Beşiktaş taraftarına savaş açmaya kalkar ve Beşiktaş üzerinden ailenizin gündem yaratmasına izin verirseniz, kusura bakmayın Sayın Aybaba taraftarın sizi sevmesini beklemeniz büyük hata olur.Herkes Aybaba’ya teşekkür edecektir ama kaybedilen bir sezon, aldığı 1 buçuk Milyon TL ve peşinde koştuğu tazminattan dolayı ben Aybaba’ya teşekkür ve hakkımı helal etmiyorum.
Bu hafta camiamız için hareketli geçecek. Önder Özen sportif direktör olarak açıklanacak.Samet Aybaba ile yollar ayrılacak. Piyasada dolaşan onlarca hoca isminden biriyle anlaşma imzalanacak.( Benim aklımdaki isim Zico’dur ama basın ibreyi Heynckes’e çevirdi.) Sayın İbrahim Altınsay başkan adaylığı girişimleri için görüşmelerinin son aşamalarını tamamlayacak. Serdal Adalı dün ABD’den döndü bugün İbrahim Altınsay ile görüşüp fikirlerini beyan edecek. Bu görüşme sonucunda Altınsay veya Adalı’nın adaylığı kesinleşecek. Başkan adaylarının listeleri şekillenecek.Gelecek hocaya göre birkaç transfer için görüşmelere başlanacak.
Olması muhtemel her gelişmeye karşı hazır olun ve sabredin, ani tepkiler vermeyin. Unutmayın her oluşum Beşiktaş yararınadır ve her farklı görüş Beşiktaş geleceği için ışıktır.

Selamlar&Sevgiler
Mustafa AYHAN

Twitter: mustafayhan1903
Mail: m.ayhan85@gmail.com

15 Mayıs 2013 Çarşamba

KART1903 ve AİDİYET


Dün Kart1903 ün tanıtımı yapıldı. Taraftar ile kulüp arasında köprü oluşturacak, kulübümüzün doğum günümüzü kutlayacağı, sürekli mesaj ile bilgilendirme yapacağı yeni bir proje hayata geçti. Bu kart sahipleri anlaşmalı birçok kurumda indirimler kazanacak, puan toplayıp sonraki alışverişlerinde bu puanları kullanacak. Bilet almada önceliği olacak.Tek kelimeyle harika bir düşünce ve projedir bu. Peki Beşiktaş’ımız gerçekten karlı çıkacak mı bu projeden? Haydi gelin anlaşmaya şöyle ucundan bir göz atalım;
İlk yıl için 40,000 Beyaz Kart, 2,000 Siyah Kart, 2,000 Yavru Kartal Kart satışının gelirinin %65’i aracı şirkete, %35’i Beşiktaş’a verilecek. İkinci 20,000 Beyaz Kart, ikinci 3,000 Yavru Kartal Kart ve Siyah Kart satışının %50’si aracıya, %50’si Beşiktaş’a verilecek. 60,000 Beyaz Kart, 5,000 Yavru Kartal ve Siyah Kart satışının %65’i Beşiktaş’a %35’i aracı kuruma verilecek.
                Yanlış bilinen birkaç konu var. Birçok taraftar diyor ki; “60,000” bilet satışından sonrası nasıl olsa bize kalacak. Maliyet için bu yapılan anlaşma normal” Bu bahsedilen 60,000 sadece Beyaz Kart satış rakamı, ayrıca anlaşma 1 yıllık. 30/06/2014 tarihine kadar 60,000 üzeri satıştan %65 pay Beşiktaş’ımızın olacak. 01/08/2014 tarihinde tüm rakamlar sıfırlanarak satış gelirinin %65 ‘i yine aracı kurumun olacak. Anlaşma yıllık yapılmış ve her yıl ortalama 100,000 Beyaz Kart, 7,000 Siyah Kart, 7,000 Yavru Kartal Kart satışı olursa aracı kurum ile Beşiktaş’ın aldığı pay eşit oluyor. Sonraki yıllarda, Kart1903 sahibi olup, kartlarını yenileyecek taraftarların ödeyeceği yenileme tutarı, yeni satış gibi gösterilerek oranlar yine %65 aracı kurumun lehine dönecek.
                Eğer bu anlaşmaya imza atanlar kendi şirketlerini de böyle yönetiyorlarsa, anlaşmaları bu şekilde imzalıyorlarsa, hala ayakta kalmaları mucize. “Beşiktaş’ın cebine 1 lira bile girse faydalıdır” diyen sevgili arkadaşlar verdiğiniz paranın 1 lirası Beşiktaş’ın cebine giriyorsa 2 lirası Beşiktaş üzerinden geçinenlere gidecek. 3 liranın hepsini kulübe vermek varken neden Beşiktaş’ı sömürüp üzerinden para kazananlara vereceğiz? Kart1903 alacağına git kulübe üye ol, Kartal Yuvası’nda harca paranı, lisanslı ürün al, cebinden çıkan paranın hepsi Beşiktaş’a gitsin. Ben neden kulübüm için 3 lira veriyorsam 2 lirası Beşiktaş’la alakası olmayan bir şirkete gidiyor?
                Aklıma takıldı, anlaşma yaptığımız şirketi biraz araştırayım dedim. Şirketin adı, Ekstra Bilgi Çözümleri ve İletişim Hizmetleri A.Ş. Sözleşme tarihimiz 22/03/2013, şirketin kuruluş tarihi 09/02/2013. Anlaşma tarihinden 1,5 ay önce kurulmuş bir şirket. Açıkçası şaşırdım 1,5 ay önce kurulan şirkete nasıl iş verildi diye. Sonra biraz daha araştırdım, hesaplar düzgün takip edilsin diye bizim yöneticiler istemiş yeni şirket kurulmasını. Ana şirketin adı Win Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. 20/04/2009 yılında kurulmuş. Yönetim Kurulu Başkanı “Münferiden” Uğur Türkmen. Şimdi bu anlaşmanın altına imza atan yöneticilerimize sormak isterim. Kart1903 projesinden kaç firmadan teklif aldınız? Bu teklifi kabul ederken hangi kıstasları göz önünde bulundurarak karar verdiniz? Anlaşmadaki gelir paylaşım oranlarının, Beşiktaş aleyhinde olmasının mantıklı bir açıklaması var mıdır? Varsa nedir?
                Kafamdaki soru işaretleri kalkmadan, detaylı ve anlaşılabilir bir açıklama yapılmadan Kart1903 almayacağım. “Bu kartı almayan stada girip maç izleyemeyecek” dayatması nasıl yapılabiliyor? Taraftar cebindeki paranın %100 ‘ünü Beşiktaş’a vermeye hazırken neden aracı kurumlara %65’ini vermek zorunda bırakılıyor? Taraftar Beşiktaş’ımızı tribünde izlemek için neden Ekstra Bilgi Çözümleri ve İletişim Hizmetleri A.Ş. adlı şirkete HARAÇ ödemek zorunda? Bu eşkıyalık değildir de nedir?
                Protokol tribününde ağız burun kırıldı, o eşkıyaların stada nasıl girdiği açıklanmadı. Müdahale etmeyen polislere soruşturma açılmadı. Arama yapmayan güvenlik görevlilerine soruşturma açılıp üzerine gidilmedi. Konu kapandı gitti. Cumartesi günü İnönü’ye Veda öncesi yüzlerce Beşiktaş taraftarı dayak yedi, coplandı, çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı herkes biber gazından nasibini aldı, polis o kadar insanın içinde havaya ateş açtı. Olayın üzerinden 4 gün geçti. Başkanımız, herhangi bir yöneticimiz, resmi site ve diğer yayın organlarından tek bir açıklama yapıldı mı? Olay kınandı mı? Taraftarın arkasında duruldu mu? Beşiktaş kulübü taraftarına sahip çıktı mı? Sayın Fikret Orman, kameralar önünde, Kart1903 projesine taraftarın sahip çıkması gerektiğini söylemeden önce destek istediğiniz taraftara sahip çıkın. Ağzınızdan düşürmediğiniz "Aidiyet" böyle sağlanır.


                Saygılarımla
                Mustafa AYHAN
               
                Twitter: mustafayhan1903
                e-mail:  m.ayhan85@gmail.com

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Cumartesi İnönü'ye Pazar İnsanlığa Veda


11.05.2013 Cumartesi, her Beşiktaş taraftarı koşarak gitti sevdiğine. Koşarken de acılı biber gazı ikram edildi bu büyük taraftara. Neden mi? Çünkü , Devlet bunu layık görmüştü küçücük çocuklarımıza, yaşlılarımıza, astım hastalarımıza. Çünkü , devletin gözünde sokağa çıkan herkes suçludur ve biber gazının tadına bakmalıdır. Çünkü, kutlama yapmayacaksın, toplanmayacaksın, üç kişiden fazla bir araya gelmeyeceksin, hükümeti eleştirmeyeceksin, sevinmeyeceksin.Sevinirsen böyle yersin gazı ve dayağı! Bu yaşanan acı veren olaylara da bir tane Beşiktaş yöneticisinin veya Başkanın çıkıp yaşanan polis rezaletini eleştirmemesi, taraftarına sahip çıkmaması bir o kadar düşündürücü. Maça gidemeyenler, farklı şehirde oturanlar geçti sabahtan Tv karşısına, beklediler Beşiktaş taraftarının 66 yıllık Mabet’e vedasını. Kimsenin umurunda değildi maç, şampiyonlar ligi şansı, kazanıp kaybetmek vs. Süleyman Seba’nın 66 yıl önce ilk golünü attığı İnönü’nün Son golünü kim atacaktı? Veli, Olcay derken kapanışı Holosko yaptı ve Mabet’e yakışır bir Veda maçı oldu. 141 Desibellik rekor kırıldı mı, ölçüm yapıldı mı belli değil ama Üsküdar’da oturan rakip takım taraftarları sosyal medyada taraftarın sesini net olarak duyduklarını söylediler.Varın siz hesaplayın kaç desibel olduğunu. Ve diğer takım taraftarları unutmasın, Beşiktaş taraftarı Guinness ‘i çağırıp, megafon ve mikrofonlarla aşkının kaç desibel olduğunu ölçtürmez. Beşiktaş taraftarı aşkını haykırır, meraklısı varsa gelir ölçüm yapar. Maçın bitiş düdüğüyle beraber muhteşem bir manzara yansıdı ekrana. 30 dakikanın içinde tüm koltuklar, çimlerin büyük kısmı, fileler, kale direkleri, tabelalar hatta tuvaletteki işaretler bile sökülüp hatıra olarak alındı. Yüzümüzü güldüren anlardı hepside. Stad boşaltıldı, derin bir sessizlik çöktü 66 yıllık Mabet’e. Geriye sadece iki damla yaş kaldı gözlerimizde..Biri SİYAH biri BEYAZ…

Göztepe küme düştü, bir taraftar tribünden aşağıya indirildi, öldüğüne dair söylentiler var, umarım gerçek değildir. Karşıyaka taraftarı ve sosyal medya temsilcilikleri “Hahahaha” şeklinde bir açıklama yaparak görüşlerini belirtti. Yaşananlar sadece bir kahkahadan ibaretti..
Fb-Gs maçı Fb’nin üstünlüğüyle bitti. Maçtan önce kulüp başkanları, yöneticiler, hocalar, oyuncular, alkış tartışmaları, birbirlerini küçük düşürmeye çalışan açıklamalarla ortamı gerdi. Gs taraftarı, 19 yaşındaki Burak Yıldırım isimli Fenerbahçe taraftarını bıçaklayarak öldürdü. Tıpkı Mühendis Oktay’a yapıldığı gibi bir genç daha maç sonrası katledildi.
Futbolcular bu olaylara aldırmayarak resimlerle, tweetlerle, laf atışmalarıyla birbirlerine girdiler. İki takım taraftarları bunları paylaşarak sidik yarıştırdılar.

Ne Reyhanlı’da yaşanan patlamada kaybedilen 177 can, ne maçtan sonra katledilen Burak Yıldırım kimsenin umurunda değildi. Neden olsun ki? Milyon Eurolar kazanan futbolcuların atışmasını izlemek varken neden huzurumuz kaçsın? Hükümetin bile, “Huzur Kaçmasın” diye yayın yasağı koyduğu ülkede, huzuru kaçan birkaç kişiden biri kalacağız böyle giderse..
Cumartesi İnönü’ye, Pazar İnsanlığa VEDA ettik..

Saygılarımla
Mustafa AYHAN

Twitter: @mustafayhan1903
e-mail: m.ayhan85@gmail.com          

6 Mayıs 2013 Pazartesi

ESki Tas ESki Hamam


Es-Es karşısında önemli bir galibiyet aldık. Küme düşecek takımken Şampiyonun 13 puan gerisinde şampiyonluğa oynuyoruz. Bir de Şampiyonlar ligine gidersek, ki inşallah gideriz bakın o zaman şamataya. Sayın Aybaba futbol dehası ilan edilecek göklere çıkarılacak.

Dün ilginç bir maç izledik. İlerde top yapan, rakibi baskı altına alan Niang, golü atmadan önce tam çıkarılıyordu ki top oyunda kaldı, golü attık. Allah korudu. İkinci yarıyla beraber Aybaba futbolda çığır açan taktik hamlesiyle kurtarıcımız Holosko’yu soktu. İlerde top yapamayan, hava topları rakipte kalan takım çıktı ortaya. Neyse ki orta saha biraz diri, Fernandes-Oğuzhan yardımlaşmasıyla golü buluruz derken, Oğuzhan bir anda kenara alındı. Ne orta saha kaldı, ne forvet hattı, ne de kanat organizasyonu. Resmen oynayan takım bozuldu, sabote edildi. Ersun Yanal’ın keşke dediği her şey yapıldı. Türkiye’nin en yetenekli golcüsü Mustafa mucizeyi yarattı, çaktı golünü içimiz rahatladı. Geleneği bozmak istemeyen Aybaba Mustafa’yı da oyundan alarak taktiksel dehasını, oyun becerisini, Beşiktaş tarihine geçecek teknik direktörü olabileceğini hepimize ispat etti!

“Daha önceki yönetimler gibi, maç günü kongre yapmayacağız!” diyen Sayın Fikret Orman Tüzük Tadili Genel Kurulunu yaptı ve yeni Tüzüğümüz kabul edildi. 1600 üye ile başlayan Genel Kurul 50 üye ile tamamlandı. Divan Başkanımızın müthiş yönetimiyle, maddeleri okuma ve oylama kabiliyetiyle anlaşılır bir toplantı oldu!

Aynı isimler, aynı tartışmalar, aynı düzen, aynı yönetim. Atalarımızın dediği gibi, Beşiktaş’ta her şey ESki tas ESki hamam.

Bu arada aklıma geldi, birkaç soru sormak isterim. Bir çoğumuz hatırlamayız üzerinden epey zaman geçti çünkü. Geçen hafta tribünde bir kavga yaşanmıştı. Hani eli coplu birkaç kişi taraftarın ağzını burnunu kırmıştı. Sahi ne oldu o olayın sonucu? Hesap soruldu mu? Olayın nedeni ortaya çıktı mı? Olaya müdahale etmeyen polislere, güvenlik görevlilerine soruşturma açıldı mı? Bu kişilerin nasıl içeriye girdiği ortaya çıktı mı? Saldırganlardan Erol Edizer isimli şahısın, ömür boyu maçlara girememe cezasına rağmen nasıl içeri alındığı belirlendi mi? 

Son olarak dün Genel Kurul’da gözüme çarpan küçük bir ayrıntıyı paylaşmak isterim. Dikkat ettiniz mi, Sayın Fikret Orman “Hesap Soracağım” cümlesini hiç kullanmadı. Sanırım Başkanımız yapamayacağı şeylerin sözünü vermeyeceğinin farkına vardı. Bu bile Beşiktaş’ımızın geleceği içimizi rahatlatıyor, güven veriyor.