27 Aralık 2013 Cuma

FEDA DEĞİL VEDA ZAMANI




“Takımda sakatlıklar çok fazla ilk önlem alacağımız sorun bu olacak.” Diyorsan ve sakatlıklar geçen yıla oranla daha fazla arttıysa başarısızsın.

Sezon başında on oyuncu transfer edip üçünü oynatabiliyorsan başarısızsın.

17. hafta sonunda hala 5. Haftadan sonra toparlayamadık diyorsan başarısızsın.

Eylül ayında Fernandes ve Almeida’nın sözleşmesi için görüşmelere başlayıp hala sonuca ulaşamamışsan başarısızsın.

Takımının göz göre göre hakkı yeniyor ve herhangi bir yaptırımının yoksa başarısızsın.

Kulübüne açık açık başka bir kulüp resmi sitesinden “Ezik” diyorsa ve bunun hesabını sormuyorsan başarısızsın.

“Demirören’den hesap soracağız” diye caka satıp korkudan sesini bile çıkaramıyorsan başarısızsın.

Maçlarını oynayacağın stat 17. Hafta sonunda hala belli değilse başarısızsın.

Kulüp içindeki dengeleri sağlayamıyorsan oyuncular arasında huzursuzluk varsa başarısızsın.

Kaybedilen her puandan sonra Ronaldinho transferini gündeme getirip getirip vazgeçtiğini açıklıyorsan başarısızsın.

Kulübün ekonomik durumunu düzeltmek için göreve geldiysen ve hala kulüpte maddi problemler konuşuluyorsa başarısızsın.

FEDA etmeyi de CEFA çekmeyi de çok iyi bilen Beşiktaş taraftarı artık burnundan soluyor. Bu kadar başarısızlıktan sonra taraftardan artık FEDA beklemeyin ve biraz da olsa onurunuz varsa VEDA edin.

Saygılarımla
Mustafa AYHAN

Twitter: mustafayhan1903

15 Aralık 2013 Pazar

HİÇ KİMSE GÖRMEK İSTEMEYENLER KADAR KÖR DEĞİLDİR.


Yazı başlığı için J. Swift’in söylemiş olduğu bu söz sanırım en uygunu oldu. Öylesine bir akşam yaşadık ki bugün ne anlatmaya kelimeler yetecek ne de sakin kalmak için bir sebep kalacak. Kötü niyetli, içi Beşiktaş nefreti ile dolmuş, doğrusunu gördüğü halde Başbakanın takımına zarar gelmesin diye düdük çalacak cesareti olmayan bir zavallıya karşı mücadele etti bu akşam Beşiktaş. Pozisyon malum, Kasımpaşa’lı oyuncu eline topu alıyor, elinde tutuyor, tutuyor, hakem dönüyor ve oyuncunun elindeki topu görüyor ve devam ediyor, oyuncu hala topu elinde tutuyor, hakem pozisyona doğru koşuyor ve hala düdük çalmadan bekliyor,oyuncu hala topu elinde tutuyor,  top Almeida’nın önüne düşüyor tam gol vuruşu yapacak ve sahadaki ikinci top olmaktan çıkmış ve bir “cisim” haline gelmiş topu oyuncu fırlatarak golü engelliyor. Şimdi bırakın kitabın ne yazdığını bunu görüp düdük çalmamak, görmemek istememek, art niyet bile yetecektir maçın iptal edilmesine. Tabi iptal edecek makamlar, Başbakan takımından çekinmeyip, görevden alınma pahasına cesaretli bir karar verebilecek kadar iyi midir tartışılır.İyi bir komedi filminin devamı mutlaka çekilmiştir ve bu komedi filminin devamını yine izleyeceğiz. Şimdiden yayıncı kuruluşun ithal hakemleri topu eline alan oyuncuyu mağdur duruma sokma çabasına girdiler bile.
Maçın sonlarında yaşanan olay ise bu komedi filminin en başarılı sahnesiydi. Kasımpaşa tirübününden atlayan Beşiktaş formalı Bursa taraftarı Fernandes’e saldırdı.Adam öldürmeye teşebbüs denebilecek bu olay karşısında saldırgana tepki gösteren iki Beşiktaş oyuncusu kırmızı kartla dışarıya atıldı. TFF den iki oyuncuya da ömür boyu futboldan men cezası vermesini, saldırgana da futbola üstün hizmet madalyası takılmasını beklemek bu kadar saçmalığın içinde normal olur.
Fernandes kötü oynuyor olabilir, para problemi olabilir, mutsuz olabilir, gitmek isteyebilir ancak ne olursa olsun Beşiktaş forması içindeki herhangi bir oyuncuya yapılacak en ufak saldırı kulübe yapılmıştır ve sessiz kalınamaz ve oyuncuya sahip çıkılır.Bu kadar olay sonrası Fernandes’e küfür edecek veya laf söyleyecek taraftar benim gözümde, Kasımpaşa tirübününden sahaya atlayan Beşiktaş formalı Bursa taraftarından farksızdır.
Asıl süreç bundan sonra başlıyor. Hem yapılan kural hatası hem de Fernandes’e yapılan saldırı için hesap soramayacak bir yönetim o koltukta oturmaya kendine layık görecekse ben de o yönetimdekilerin yüzlerine tükürmeyi kendime layık görürüm. Kimse kusura bakmasın artık yeter!
Saygılarımla
Mustafa Ayhan
Twitter: mustafayhan1903

19 Eylül 2013 Perşembe

Derbi Öncesi Notlar..




Mücadele, hırs, kazanma alışkanlığı, takım ruhu…

100. Yıl şampiyonluğunu bizlere yaşatan efsane kadroda görmüştük en son bu dört olguyu. İki yıllık haksızca ve talihsizce Avrupa engeli ile karşılaştığımız bu günlerde, böyle bir takım seyretmek hepimize ilaç gibi geldi.

Teknik ekip harika, futbol direktörü işini iyi yapıyor, oyuncular kenetlenmiş, Samet Aybaba döneminde yüzü gülmeyen Fernandes, hem sahada hem antrenmanlarda mutluluk saçıyor, taraftar seyirci rekoru kırmak için kenetlenmiş durumda ve pazar akşamı harika bir maç bizi bekliyor.

Rakip Real Madrid’den fark yemiş, ligde 6 puan kaybetmiş, hem mental, hem de fiziksel olarak yorgun çıkacak bu maça. Teknik direktör bilmecesinde kafalar hala karışık. Tek avantajları var, bu maçı kazanarak yeniden moral bulmak için varını yoğunu ortaya koyacak olmaları.

Saha dışı avantajlar bizden yana gözükse de zor bir maç olacak. Saha içinde doğru strateji ile bu maç beklenildiğinden daha kolay hale gelebilir. Slaven Bilic, yorgun olan rakibe karşı ilk yarı boyunca, özellikle de ilk 30 dakika çok pas yaparak ve yüksek pas yüzdesi ile rakibin oyununu bozmaya çalışacaktır. Pas trafiği içinde eriyen ve ikinci yarıda koşmaya hali kalmayan bir Galatasaray görmemiz sürpriz olmaz. İkinci yarılarda kondisyon ve mücadele olarak daha diri bir Beşiktaş galibiyeti rahat elde edecektir. Etkili takım oyunu ve Fernandes’in muhteşem resitali ile tarihe geçecek bir fark oluşması sürpriz olmaz.

Maçın kilit adamı kim diye ararken, takımın tüm oyuncularının kilit adam olduğunu göreceğimiz bir maç olması dileğiyle…


                                                                                                          Saygılarımla
                                                                                                         Mustafa Ayhan


Twitter: @mustafayhan1903

25 Haziran 2013 Salı

UEFA Kararını CDB(Tahkim) Bozacak

    

    Sözü uzatmaya gerek yok. UEFADisiplin Kurulu kararını kulüplere, TFF’ye ve kamuoyuna duyurdu. Karar;


“Beşiktaş are not eligible to participate in the 2013/14 UEFA Europa League.

“Beşiktaş’ın 2013/14 UEFA Euro Lig’de yer alması uygun değildir.”

“Furthermore, in relation to the individuals of the clubs involved in the cases of Beşiktaş, the CDB decided that certain additional information will be collected in order to consider in further detail the different position of each of the individuals concerned.

“Beşiktaş’ın Tahkime başvurma hakkı bulunmaktadır ve müfettişten daha somut deliller içeren yeni bir rapor istenecektir.”

     Yorumum ve öngörümü açıkça belirtmek isterim. UEFA delilleri yeterli bulmayıp raporun tekrar hazırlanmasını, Yargıtay kararının beklenmesini ve verilecek olan kararın bu karara göre düzenlenmesini düşünmektedir. O zaman neden 1 yıl katılmaması kararı verilmiştir diye soranlar olacaktır. İfadelere dikkat etmenizi tavsiye ediyorum. Fenerbahçe için yapılan açıklamadan farklı olarak bir ifade kullanılmıştır.” Not Eligible” yani “Uygun Değildir” ifadesi bu düşüncelerimi desteklemektedir. Neden 1 yıl katılmaması uygun bulunmamıştır sorusunun cevabı açıktır. UEFA bu ifadeyle tüm futbol dünyasına bir mesaj vermektedir. “Teşebbüse bile kesinlikle taviz vermeyiz”
    
   Tahkimden alınacak sonucun hem mantık olarak hem de hukuki açıdan lehimize olacağını düşünüyorum. Eski UEFA avukatlarından İspanyol Avukat Stefano Malvestio ile görüşmemizde bireylere verilemeyecek cezanın, bireyin temsilcisi olduğu kulübe asla verilemeyeceğini açıkça söylemiştir. Tedbir ve göz dağı verme amaçlı bir karar olduğunu, CDB(UEFA Tahkim Kurulu)’de  bu kararın bozulacağını ifade etmiştir.


Saygılarımla
Mustafa AYHAN
Twitter: mustafayhan1903

Mail: m.ayhan85@gmail.com

20 Haziran 2013 Perşembe

Samet Aybabanın Tazminatı 3,769,260 TL!



Araya seçim girdi, koşturmaca derken yazıyı yayınlama fırsatı bulamadım gecikmiş bir yorum olsa da yazmak istedim.
Kulübümüz, Samet Aybaba ile bir ay önce, sözleşmesini karşılıklı anlaşarak feshetti . Birçok taraftarın beklediği bu ayrılığın şartları aşağıdaki açıklama ile kamuoyuna duyuruldu;

1.Şirketimiz, Fesih tazminatı olarak,  2013/2014 futbol sezonuna ilişkin garanti ücret tutarı olan toplam 1.550.000.-TL'nı Samet Aybaba'ya ilki 31 Ağustos 2013 tarihinde olmak üzere bu tarihi takip eden ayların işgünü olan son günlerinde her biri 155.000.-TL'lik taksitler halinde toplam 10 taksitte ödeyecektir. 

2.Samet Aybaba'nın 2013/2014 futbol sezonunda başkaca bir Kulüple (Şirketle) sözleşme imzalaması halinde, 2013/2014 futbol sezonunda yeni kulübünden alacağı ücret Şirketimiz tarafından Samet Aybaba'ya ödenecek ücretten düşülecek olup, iki ücret arasındaki fark yine anılan tarihlerde aylık olarak Şirketimiz tarafından Samet Aybaba'ya ödenecektir. 

Diğer taraftan birkaç hafta önce, Ekstra Bilgi Çözümleri ve İletişim Hizmetleri A.Ş. ile bir Taraftar Kart anlaşması yapıldı. Bu anlaşmaya göre;
İlk yıl için Sözleşme imza tarihinde itibaren 30/06/2014'e kadar olan sürede:

               BEYAZ KART için:
               İlk 40,000 kart'ın satış gelirinin %35'i BJK'ya aktarılır
               İkinci 20,000 Kart'ın satış gelirinin %50'si BJK'ya aktarılır
               Toplam 60,000 Kart ve üzerinde gerçekleşen KART satış gelirinin %65'i BJK'ya aktarılır.
               YAVRU KART için:
               İlk 2,000 kart'ın satış gelirinin %35'i BJK'ya aktarılır
               İkinci 3,000 Kart'ın satış gelirinin %50'si BJK'ya aktarılır
               Toplam 5,000 Kart ve üzerinde gerçekleşen KART satış gelirinin %65'i BJK'ya aktarılır.

Gelin hep birlikte Beyaz Kart1903 satışı ve pay dağılımı üzerinden küçük bir hesap yapalım;

Beyaz Kart1903 Satış Bedeli = 60 TL
İlk 40,000 satış için Beşiktaş Kulübünün alacağı para =              40000 x 60 x 0.35 = 840,000 TL
İkinci 20,000 satış için Beşiktaş Kulübünün alacağı para =         20000 x 60 x 0.50 = 600,000 TL
60000 Kart ve üzerinde 2821 Kart için Kulübün alacağı para =    2821 x 60 x 0.65 = 110,019 TL

Toplam Satılacak Kart Sayısı =  40,000 + 20,000 + 2821 = 62821
Beşiktaş’ın elde edeceği gelir = 840,000 TL + 600,000 TL + 110,019 TL = 1,550,019 TL

62821 Beyaz Kart1903 satışı için taraftarın cebinden çıkacak para = 62821 x 60 = 3,769,260 TL
Aracı kurumun kazanacağı para = 3,769,260 – 1,550,019 = 2,219,241 TL

Rakamlardan hoşlanmayanlar için biraz karışık görünse de hesap ortadadır. Taraftar elini cebine atıp 3,769,260 TL harcarsa Samet Aybaba’nın 1,550,000 TL lik tazminatı ödeniyor. Hatta üzerine de 19TL fazladan para kalıyor. Fikret Orman ve yeni yönetimi bu 19 TL ile yıldız transferi yapsın gözümüz gönlümüz açılsın. Saygılarımla..

Twitter: mustafayhan1903

Mail: m.ayhan85@gmail.com

17 Haziran 2013 Pazartesi

Bir Taraftarın Fikret Orman’dan Beklentileri




           Bir taraftar olarak Sayın Fikret Orman ve ekibinden bazı beklenti ve isteklerim olacak Fikret Orman yönetiminin taraftar görüşlerini önemsediğini düşünerek, 3 yıllık yeni dönemde tavsiyelerimdir;





1) Basın ve medya açıklamaları, kongre ve toplantılarda sıkça kullanılan “Ben,ben,ben” ifadesinden vazgeçilerek, çalışma arkadaşlarına saygı gösterilmeli.
2) Beşiktaş’ın can damarı ÇARŞI Gurubuna sahip çıkılmalı, İnönü’ye Veda öncesi yapılan gaz bombası müdahalesi, Gezi Parkı olaylarında toplum tarafından alkışlanan dik duruşu karşısında sessiz kalmak yerine taraftarın arkasında durulmalı. Bugün taraftarınızı evinden apar topar alanlar, yarın sizleri de alabilir.
3) Tribüne asla eli sopalı insanların girişine izin verilmemeli, böyle bir rezalet bir daha yaşanmamalı.
4) Kart1903 anlaşması gibi hiçbir mantığı olmayan bir anlaşmanın bir daha yapılmamalı, taraftardan elde edilen gelir aracı kurumlara yüksek oranlarla verilmemeli.
5) Sadece bonservisi ucuz veya bonservissiz diye Beşiktaş kalitesine yakışmayan oyuncular alınmamalı.
6) Alt yapı oyuncuları A Takım kadrosuna hazırlanmalı ve bu oyuncuların sahada kalacağı süre arttırılarak, süreklilik kazandırılmalı. (Her ne kadar teknik direktörün işine karışmayan bir çizgide olsanız da, bir tavsiye yoluyla teknik kadroya iletilebilir.)
7) Sakatlık problemleriyle boğuşan bir takım ve çözüm üretemeyen çalışanlar hala kulüpte tutulmamalı.
8) Yönetim kurulunda sürekli bir istifa diyaloğu  yaşanmamalı.
9) Her mikrofona konuşulup doğru yanlış her şey anlatılmamalı.
10) Futbol dışındaki branşlara önem gösterilmeli, sponsor anlaşmaları sadece futbol için değil tüm branşlar için olmalı.
11) Bazı branşlar, küçülmeye gitmek uğruna kapatılmamalı.Bir kulüp her alanda başarı elde ederek büyür.
12) FEDA, menemen, sabır söylemlerinden uzak durulmalı, taraftardan artık fedakarlık beklenmemeli.
13) Üyelik ücretleri diğer seçime kadar sabit tutulmalı, yeni nesil, genç , dinamik Beşiktaş üye yapısından korkulmamalı.
14) Stat söz verilen sürede bitirilerek, gelecek yıl oynanacak stat tercihinin oyunculara sorulmalı ve görüşleri mutlaka alınmalı.
15) Kartal Yuvalarında sağlanan başarının devamı sağlanmalı, Anadolu’daki illerde nüfus dağılımına göre Kartal Yuvası mağazalarının sayısının arttırılmalı.4 Milyon Nüfuslu İzmir’de tek Kartal Yuvası vardır.
16) Beşiktaş’lıların sempatisini hiçbir zaman kazanamayan, izlerken sinir bozucu yorumlarıyla toplumun her kesimini çileden çıkaran Tuğrul Yenidoğan gibi kişiler kulüp bünyesinde çalıştırılmamalı.

Sayfa daha fazla dolmadan, okuyucuyu daha çok sıkmadan, yazıyı burada sonlandırmak istiyorum. Öyle bir yönetin ki Beşiktaş’ımızı, daha uzun listeler yapmak zorunda bırakmayın bizi. Allah yolunuzu açık etsin, küçük hataların büyük problemlere sebep olmayacağı bir yönetim nasip etsin.


Saygılarımla..
Mustafa AYHAN

Twitter: @mustafayhan1903
Mail: m.ayhan85@gmail.com

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Kazanan Beşiktaş Olmalı (27.05.2013 Medya Kartalı)

Her kulüpte, başkanlık seçimi öncesinde çok büyük ayrılıklar ve kavgalar yaşanır. Seçim yarışının doğasında var bu kavgalar ve ayrılıklar. Herkesin kafasında bir adayı vardır. Karşıt görüşlere sahip kişilerin birbirleriyle sağlıklı diyalog kuracağı olgunluğa henüz erişemedik. Birbirimizle tartışırken, amacın Beşiktaş’ın daha iyi yönetilmesi olduğunu unutuyoruz. Amaç Beşiktaş’ın geleceği ise Büyük Beşiktaş taraftarı bu dönemde sabırlı ve sakin olmalıdır.
Sayın Fikret Orman duygularıyla hareket eden bir başkan. “Yüreği yeten varsa çıksın aday olsun.” sözü, başkanlığa niyeti olan fakat aday olmaktan çekinen güçlü isimleri harekete geçirdi. İlk adaylık oluşumunu İbrahim Altınsay yaptı. Hemen arkasından Serdal Adalı Türkiye’ye dönerek adaylık girişimlerini ve liste çalışmalarını başlattı.Başta Murat Aksu olmak üzere birçok kulübün önde gelen ismi bu oluşumda Serdal Adalı’ya çok büyük destek oldu.Bu isimler, kendi isimlerini ön plana atmaktansa bir bütün olmayı tercih etti.Uzun zamandır sağlanamayan bu birliğin oluşması çok önemlidir.
İbrahim Altınsay ile Serdal Adalı geçtiğimiz hafta bir görüşme yaptı. Bu görüşmede tek listede birleşme konusu tartışıldı. Listedeki isimler ve yönetim şemasında, projelerde ve birçok konuda farklı düşünüldüğü için görüşme olumsuz sonuçlandı. Beşiktaş’ın geleceği  konusunda yapılan bu görüşme yine dostluk içerisinde tamamlanarak iki adayın birbirine başarı dilemesiyle sonlandırıldı.
Herkes iki adayın üzerinde yoğunlaşmışken 3 aday ihtimalinin daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Fikret Orman, İbrahim Altınsay, Serdal Adalı.. Beşiktaş’ın geleceği için 3 değerli ismin yarışması heyecanı arttırıyor. Eğer İbrahim Altınsay adaylıktan çekilmez ve kararlılığını sürdürürse harika bir seçim bizi bekleyecek.İbrahim Altınsay birçok kişi tarafından şansı en az aday olarak gösterilse de Sayın Altınsay’ın aday olması bile Beşiktaş’a çok büyük yarar sağlayacaktır.  3 adayımıza da başarı ve şans diliyorum.
Peki bu yarışı kim kazanır? Bu tartışmanın yapılmasını doğru bulmuyorum. Seçmenler ve taraftarlar destekledikleri adaydan çok, adayların listesine ve yönetim bütünlüğüne bakmalıdır. Her adayın birçok isimle görüşmeleri var ve tüm listeler hızla şekilleniyor. Burada isim vererek yazarsam adaylara ve bilgi kaynaklarıma saygısızlık olur ama şu kadarını söyleyeyim Serdal Adalı çok güçlü bir liste ile geliyor ve listesindeki isimleri eleştirmek, yeterli bulmamak neredeyse imkansız. Liste açıklandıktan sonra yönetici adaylarımızı detaylı olarak inceleyeceğiz.
Adaylar sırayla listelerini açıklama hazırlığındayken, Fikret Orman’ın henüz mevcut hoca ile yolları henüz ayırmadan, sportif direktör ile anlaşması, teknik direktör arayışı, transferleri seçime kadar yapma çabası bu süreçte beni en çok rahatsız eden gelişmelerdir.. Oturduğu koltuğu bir dönem daha garantiye almak için hiçbir Beşiktaş başkanının acele kararlar alma lüksü yoktur! Olgun bir başkan seçim öncesinde, seçilememe durumunu da göz önünde bulundurarak çalışmalarını yapıp Beşiktaş yararına adımlar atmalıdır. Seçimi kaybederse, yeni seçilecek Başkanın işlerini zorlaştırmak hep övündüğümüz “Beşiktaşlı Duruşu” ‘na aykırıdır. Bu yarışın kazananı, isimler değil Beşiktaş olmalıdır. Saygılarımla..

Twitter: @mustafayhan1903
Mail: m.ayhan85@gmail.com

Yeni Sezon Yeni Umutlar ( 22.05.2013 Medya Kartalı)



Gündemimizin neredeyse tamamını oluşturan parasızlık ve FEDA'nın konuşulduğu bir sezonu tamamladık. Sezon başında İbrahim Altınsay'ın çalışmalarını hiçe sayarak işe koyulan yönetim, yaptığı hataları düzeltmek için neredeyse seferberlik ilan etmiş durumda. Yönetim diye başladım söze ama ortada açıkçası bir yönetim de yok. Fikret Orman neredeyse tek yetkili olarak çalışmaya devam ediyor. Bu yanlış yönetim sonucunda, yola çıktığı yönetim kurulu üyelerinde yaprak dökümü başladı, kulüp içinde bulunan muhalif isimlerin eli hızla güçlendi. Kart1903 projesi de bu tepkilerin tuzu biberi oldu. Beşiktaş Gelişim Gurubunun hazırladığı, iş ortaklığı görüşmelerini Gökhan Sarı’nın yaptığı, hedef alıcı kitlesinin de Beşiktaş taraftarı olduğu Kart1903 projesi hayata geçti. Başlangıç gelirlerinin %65 ‘ini aracı kuruma verildi ve "Beşiktaş’ın cebinden para çıkmayacak" sloganıyla açıkçası hepimize yutturuldu. "Kart1903 sahibi olmayan maçı statta izleyemeyecek." açıklaması, proje amacını anlamamızda bize yardımcı oldu. "Beşiktaş maçını izlemek istiyorsan kardeşim benim anlaştığım aracı kuruma güzel güzel haracını ödeyeceksin." Bu açıklamanın anlamı budur. Teknik ekip seçilirken yapılan yanlışlar, Aybaba’nın talimatıyla işe alınan hemşeri kondisyoner, “Hesap soracağım!” açıklamalarının sadece laftan ibaret olması, transferde yapılan yanlışlıklar, locada atılan dayaklar derken ele yüze bulaştırılmış bir yönetim çıktı karşımıza. Yazarken bile kötü hissediyorum kendimi. Apar topar alınan bir seçim kararı beklide daha aklı başında yöneticileri hareketlendirdi. Umarım iyi bir seçim geçiririz ve her şey Beşiktaş’ımız için hayırlı olur.

Önder Özen ile birlikte yeni sezona hazırlanmaya karar verildi. Hacettepe’deki başarısızlığından çok Fenerbahçe’de çalışmasının konuşulması biraz komik geliyor bana. Son konuşulanlar ise Önder Özen’i kim önermiş, hangi takımlıymış vs.. Açıkçası ben yeni kurulacak ekipten umutluyum. Ekranlara yabancı olmayan bir sportif direktörün Medya-Beşiktaş ilişkilerini de düzelteceğini umuyorum. Türkiye’de bilinen en iyi Scout'lardan biri olduğunu düşünüyorum. Birçok Avrupa kulübünün uyguladığı sistem kurulmaya çalışılıyor. Bu sistemin kurulma ve işleyiş aşamasında endişe duyduğum iki durum var. Birincisi, Önder Özen’e bağımsız ve özgür bir çalışma ortamı yaratılacak mı? İkincisi, takımın başına getirilecek hoca ile uyumu nasıl olacak? Kahin olamayacağımıza göre bekleyip göreceğiz.

11 Mayıs 2013 Cumartesi, İnönü Stadı’na veda ettiğimiz o muhteşem gün. Polislerin taraftarlar arasında havaya ateş açtığı, biber gazı atıldıktan sonra, yaşlı, hasta, çocuk, hamile, kadın, erkek herkesin adeta terörist muamelesi gördüğü o günün üzerinden tam 11 gün geçti. Taraftarın, Kart1903 alarak "Aidiyet" olgusunu göstermesini isteyen Sayın Fikret Orman taraftara yapılan bu zulme karşı tek bir açıklama yaptı mı? Aidiyet ve güvenilirlik yorumunu sizlere bırakıyorum. Saygı ve sevgilerimle...
NOT: Yorum ve görüşlerime değer verip, sizlerle buluşmamı sağlayan Değerli Medya Kartalı yönetimine ve Sevgili Büyüğüm Kadir Kılıç’a teşekkürlerimi sunarım…

Twitter: @mustafayhan1903
Maiil: m.ayhan85@gmail.com

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Bir Sezon Daha Kaybettik


Bir sezonun daha sonuna geldik. Mağlubiyetle sezonu kapatarak 31 puan kaybeden liderin 13 puan gerisinde 3. olarak ligi tamamladık. Yani toplamda 44 puan kaybı ve yeni bir rekor kırarak 49 yenilen gol ile FEDA yılını bitirdik. Her takımdan köşe yazarı Samet Aybaba’nın harika bir sezon geçirerek ligi tamamladığında hemfikir. Demek ki Beşiktaş tüm spor camiasında bu konuma düştü ve 3. lük büyük başarı olarak görülmeye başlandı. 110 yıllık tarihinde hedefi hep şampiyonluk olan takımın bir anda “Gizli Hedef” i olduğu konuşuldu. “Menemen” esprileri ile paramız yok iması yapıldı. Şeref Bey’in hastalığında “Beşiktaş’a canım FEDA” sözleri para politikası için kullanıldı. Yanlışları saymaya başlarsak sayfalar yetmez en iyisi tadında bırakalım.
Durum böyle olunca Sayın Aybaba isyan ediyor haklı olarak, “Taraftarın beni neden istemediğini anlamış değilim.” Beşiktaş taraftarını diğer takım taraftarları gibi görüp genel bir değerlendirmeyle işin içinden çıkmak kolay. Beşiktaş taraftarı takımının ligi kaçıncı sırada tamamladığıyla pek ilgilenmez. Şerefli ikincilikleriyle övünen taraftar Aybaba’ya neden bizi şampiyon yapmadın demedi ve asla bunu söyleyecek yapıda değildir. Paramız yoktu 3. olduk helal olsun Aybaba’ya diyecek yapıda da değildir. 14 yıl Beşiktaş’ta oynayıp hala taraftarını anlayamayan bir hocanın vizyonunu iyi incelemek gerekir. Samet Aybaba hayatında ilk defa çalıştırdığı bir takımı 3. yaptı kendisi için bu çok büyük başarıdır.
Gelelim taraftar gözündeki başarısızlıklara; Türkiye’nin en büyük takımlarından birinin başına geçip “Menemen” esprileri yaparsanız, memleketiniz Osmaniye doğumlu olan ve Siirtspor’un kondisyonerlerini ekibinize dahil edip sezon boyunca darbeye bağlı olmayan sakatlıklarla mücadele etmek zorunda kalırsanız, “Beşiktaş’ın geleceği altyapıdadır” söylemiyle gelip bir tane genç oyuncunuza bile fırsat vermezseniz, yaptığınız transferlerden verim alamayıp üzerinde ısrar ederseniz, sizi sevmeyen bir yöneticinin yaptığı yılın transferini sadece kişisel hesaplaşmalarınızdan dolayı yedek bırakıp basın önüne atarsanız, oyuncularınızın arkasında durmak yerine her fırsatta basının önüne atarsanız, kendi kararınızla alınan bir oyuncuyu bütün oyuncularınızdan ayrı bir yere koyup yere göğe sığdıramıyorsanız, takımın elde kalan en gözde oyuncusuyla tartışmaya girip defalarca sorun yaşarsanız ve oyuncuyu küstürürseniz, oyun içinde iyiye giden takımı yaptığınız değişikliklerle sabote ederseniz, kendiniz dışında herkesi suçlu olarak lanse ederseniz,yeğeniniz, kardeşiniz, kızınız kısacası ailenizin tümü ile Beşiktaş taraftarına savaş açmaya kalkar ve Beşiktaş üzerinden ailenizin gündem yaratmasına izin verirseniz, kusura bakmayın Sayın Aybaba taraftarın sizi sevmesini beklemeniz büyük hata olur.Herkes Aybaba’ya teşekkür edecektir ama kaybedilen bir sezon, aldığı 1 buçuk Milyon TL ve peşinde koştuğu tazminattan dolayı ben Aybaba’ya teşekkür ve hakkımı helal etmiyorum.
Bu hafta camiamız için hareketli geçecek. Önder Özen sportif direktör olarak açıklanacak.Samet Aybaba ile yollar ayrılacak. Piyasada dolaşan onlarca hoca isminden biriyle anlaşma imzalanacak.( Benim aklımdaki isim Zico’dur ama basın ibreyi Heynckes’e çevirdi.) Sayın İbrahim Altınsay başkan adaylığı girişimleri için görüşmelerinin son aşamalarını tamamlayacak. Serdal Adalı dün ABD’den döndü bugün İbrahim Altınsay ile görüşüp fikirlerini beyan edecek. Bu görüşme sonucunda Altınsay veya Adalı’nın adaylığı kesinleşecek. Başkan adaylarının listeleri şekillenecek.Gelecek hocaya göre birkaç transfer için görüşmelere başlanacak.
Olması muhtemel her gelişmeye karşı hazır olun ve sabredin, ani tepkiler vermeyin. Unutmayın her oluşum Beşiktaş yararınadır ve her farklı görüş Beşiktaş geleceği için ışıktır.

Selamlar&Sevgiler
Mustafa AYHAN

Twitter: mustafayhan1903
Mail: m.ayhan85@gmail.com

15 Mayıs 2013 Çarşamba

KART1903 ve AİDİYET


Dün Kart1903 ün tanıtımı yapıldı. Taraftar ile kulüp arasında köprü oluşturacak, kulübümüzün doğum günümüzü kutlayacağı, sürekli mesaj ile bilgilendirme yapacağı yeni bir proje hayata geçti. Bu kart sahipleri anlaşmalı birçok kurumda indirimler kazanacak, puan toplayıp sonraki alışverişlerinde bu puanları kullanacak. Bilet almada önceliği olacak.Tek kelimeyle harika bir düşünce ve projedir bu. Peki Beşiktaş’ımız gerçekten karlı çıkacak mı bu projeden? Haydi gelin anlaşmaya şöyle ucundan bir göz atalım;
İlk yıl için 40,000 Beyaz Kart, 2,000 Siyah Kart, 2,000 Yavru Kartal Kart satışının gelirinin %65’i aracı şirkete, %35’i Beşiktaş’a verilecek. İkinci 20,000 Beyaz Kart, ikinci 3,000 Yavru Kartal Kart ve Siyah Kart satışının %50’si aracıya, %50’si Beşiktaş’a verilecek. 60,000 Beyaz Kart, 5,000 Yavru Kartal ve Siyah Kart satışının %65’i Beşiktaş’a %35’i aracı kuruma verilecek.
                Yanlış bilinen birkaç konu var. Birçok taraftar diyor ki; “60,000” bilet satışından sonrası nasıl olsa bize kalacak. Maliyet için bu yapılan anlaşma normal” Bu bahsedilen 60,000 sadece Beyaz Kart satış rakamı, ayrıca anlaşma 1 yıllık. 30/06/2014 tarihine kadar 60,000 üzeri satıştan %65 pay Beşiktaş’ımızın olacak. 01/08/2014 tarihinde tüm rakamlar sıfırlanarak satış gelirinin %65 ‘i yine aracı kurumun olacak. Anlaşma yıllık yapılmış ve her yıl ortalama 100,000 Beyaz Kart, 7,000 Siyah Kart, 7,000 Yavru Kartal Kart satışı olursa aracı kurum ile Beşiktaş’ın aldığı pay eşit oluyor. Sonraki yıllarda, Kart1903 sahibi olup, kartlarını yenileyecek taraftarların ödeyeceği yenileme tutarı, yeni satış gibi gösterilerek oranlar yine %65 aracı kurumun lehine dönecek.
                Eğer bu anlaşmaya imza atanlar kendi şirketlerini de böyle yönetiyorlarsa, anlaşmaları bu şekilde imzalıyorlarsa, hala ayakta kalmaları mucize. “Beşiktaş’ın cebine 1 lira bile girse faydalıdır” diyen sevgili arkadaşlar verdiğiniz paranın 1 lirası Beşiktaş’ın cebine giriyorsa 2 lirası Beşiktaş üzerinden geçinenlere gidecek. 3 liranın hepsini kulübe vermek varken neden Beşiktaş’ı sömürüp üzerinden para kazananlara vereceğiz? Kart1903 alacağına git kulübe üye ol, Kartal Yuvası’nda harca paranı, lisanslı ürün al, cebinden çıkan paranın hepsi Beşiktaş’a gitsin. Ben neden kulübüm için 3 lira veriyorsam 2 lirası Beşiktaş’la alakası olmayan bir şirkete gidiyor?
                Aklıma takıldı, anlaşma yaptığımız şirketi biraz araştırayım dedim. Şirketin adı, Ekstra Bilgi Çözümleri ve İletişim Hizmetleri A.Ş. Sözleşme tarihimiz 22/03/2013, şirketin kuruluş tarihi 09/02/2013. Anlaşma tarihinden 1,5 ay önce kurulmuş bir şirket. Açıkçası şaşırdım 1,5 ay önce kurulan şirkete nasıl iş verildi diye. Sonra biraz daha araştırdım, hesaplar düzgün takip edilsin diye bizim yöneticiler istemiş yeni şirket kurulmasını. Ana şirketin adı Win Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. 20/04/2009 yılında kurulmuş. Yönetim Kurulu Başkanı “Münferiden” Uğur Türkmen. Şimdi bu anlaşmanın altına imza atan yöneticilerimize sormak isterim. Kart1903 projesinden kaç firmadan teklif aldınız? Bu teklifi kabul ederken hangi kıstasları göz önünde bulundurarak karar verdiniz? Anlaşmadaki gelir paylaşım oranlarının, Beşiktaş aleyhinde olmasının mantıklı bir açıklaması var mıdır? Varsa nedir?
                Kafamdaki soru işaretleri kalkmadan, detaylı ve anlaşılabilir bir açıklama yapılmadan Kart1903 almayacağım. “Bu kartı almayan stada girip maç izleyemeyecek” dayatması nasıl yapılabiliyor? Taraftar cebindeki paranın %100 ‘ünü Beşiktaş’a vermeye hazırken neden aracı kurumlara %65’ini vermek zorunda bırakılıyor? Taraftar Beşiktaş’ımızı tribünde izlemek için neden Ekstra Bilgi Çözümleri ve İletişim Hizmetleri A.Ş. adlı şirkete HARAÇ ödemek zorunda? Bu eşkıyalık değildir de nedir?
                Protokol tribününde ağız burun kırıldı, o eşkıyaların stada nasıl girdiği açıklanmadı. Müdahale etmeyen polislere soruşturma açılmadı. Arama yapmayan güvenlik görevlilerine soruşturma açılıp üzerine gidilmedi. Konu kapandı gitti. Cumartesi günü İnönü’ye Veda öncesi yüzlerce Beşiktaş taraftarı dayak yedi, coplandı, çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı herkes biber gazından nasibini aldı, polis o kadar insanın içinde havaya ateş açtı. Olayın üzerinden 4 gün geçti. Başkanımız, herhangi bir yöneticimiz, resmi site ve diğer yayın organlarından tek bir açıklama yapıldı mı? Olay kınandı mı? Taraftarın arkasında duruldu mu? Beşiktaş kulübü taraftarına sahip çıktı mı? Sayın Fikret Orman, kameralar önünde, Kart1903 projesine taraftarın sahip çıkması gerektiğini söylemeden önce destek istediğiniz taraftara sahip çıkın. Ağzınızdan düşürmediğiniz "Aidiyet" böyle sağlanır.


                Saygılarımla
                Mustafa AYHAN
               
                Twitter: mustafayhan1903
                e-mail:  m.ayhan85@gmail.com

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Cumartesi İnönü'ye Pazar İnsanlığa Veda


11.05.2013 Cumartesi, her Beşiktaş taraftarı koşarak gitti sevdiğine. Koşarken de acılı biber gazı ikram edildi bu büyük taraftara. Neden mi? Çünkü , Devlet bunu layık görmüştü küçücük çocuklarımıza, yaşlılarımıza, astım hastalarımıza. Çünkü , devletin gözünde sokağa çıkan herkes suçludur ve biber gazının tadına bakmalıdır. Çünkü, kutlama yapmayacaksın, toplanmayacaksın, üç kişiden fazla bir araya gelmeyeceksin, hükümeti eleştirmeyeceksin, sevinmeyeceksin.Sevinirsen böyle yersin gazı ve dayağı! Bu yaşanan acı veren olaylara da bir tane Beşiktaş yöneticisinin veya Başkanın çıkıp yaşanan polis rezaletini eleştirmemesi, taraftarına sahip çıkmaması bir o kadar düşündürücü. Maça gidemeyenler, farklı şehirde oturanlar geçti sabahtan Tv karşısına, beklediler Beşiktaş taraftarının 66 yıllık Mabet’e vedasını. Kimsenin umurunda değildi maç, şampiyonlar ligi şansı, kazanıp kaybetmek vs. Süleyman Seba’nın 66 yıl önce ilk golünü attığı İnönü’nün Son golünü kim atacaktı? Veli, Olcay derken kapanışı Holosko yaptı ve Mabet’e yakışır bir Veda maçı oldu. 141 Desibellik rekor kırıldı mı, ölçüm yapıldı mı belli değil ama Üsküdar’da oturan rakip takım taraftarları sosyal medyada taraftarın sesini net olarak duyduklarını söylediler.Varın siz hesaplayın kaç desibel olduğunu. Ve diğer takım taraftarları unutmasın, Beşiktaş taraftarı Guinness ‘i çağırıp, megafon ve mikrofonlarla aşkının kaç desibel olduğunu ölçtürmez. Beşiktaş taraftarı aşkını haykırır, meraklısı varsa gelir ölçüm yapar. Maçın bitiş düdüğüyle beraber muhteşem bir manzara yansıdı ekrana. 30 dakikanın içinde tüm koltuklar, çimlerin büyük kısmı, fileler, kale direkleri, tabelalar hatta tuvaletteki işaretler bile sökülüp hatıra olarak alındı. Yüzümüzü güldüren anlardı hepside. Stad boşaltıldı, derin bir sessizlik çöktü 66 yıllık Mabet’e. Geriye sadece iki damla yaş kaldı gözlerimizde..Biri SİYAH biri BEYAZ…

Göztepe küme düştü, bir taraftar tribünden aşağıya indirildi, öldüğüne dair söylentiler var, umarım gerçek değildir. Karşıyaka taraftarı ve sosyal medya temsilcilikleri “Hahahaha” şeklinde bir açıklama yaparak görüşlerini belirtti. Yaşananlar sadece bir kahkahadan ibaretti..
Fb-Gs maçı Fb’nin üstünlüğüyle bitti. Maçtan önce kulüp başkanları, yöneticiler, hocalar, oyuncular, alkış tartışmaları, birbirlerini küçük düşürmeye çalışan açıklamalarla ortamı gerdi. Gs taraftarı, 19 yaşındaki Burak Yıldırım isimli Fenerbahçe taraftarını bıçaklayarak öldürdü. Tıpkı Mühendis Oktay’a yapıldığı gibi bir genç daha maç sonrası katledildi.
Futbolcular bu olaylara aldırmayarak resimlerle, tweetlerle, laf atışmalarıyla birbirlerine girdiler. İki takım taraftarları bunları paylaşarak sidik yarıştırdılar.

Ne Reyhanlı’da yaşanan patlamada kaybedilen 177 can, ne maçtan sonra katledilen Burak Yıldırım kimsenin umurunda değildi. Neden olsun ki? Milyon Eurolar kazanan futbolcuların atışmasını izlemek varken neden huzurumuz kaçsın? Hükümetin bile, “Huzur Kaçmasın” diye yayın yasağı koyduğu ülkede, huzuru kaçan birkaç kişiden biri kalacağız böyle giderse..
Cumartesi İnönü’ye, Pazar İnsanlığa VEDA ettik..

Saygılarımla
Mustafa AYHAN

Twitter: @mustafayhan1903
e-mail: m.ayhan85@gmail.com          

6 Mayıs 2013 Pazartesi

ESki Tas ESki Hamam


Es-Es karşısında önemli bir galibiyet aldık. Küme düşecek takımken Şampiyonun 13 puan gerisinde şampiyonluğa oynuyoruz. Bir de Şampiyonlar ligine gidersek, ki inşallah gideriz bakın o zaman şamataya. Sayın Aybaba futbol dehası ilan edilecek göklere çıkarılacak.

Dün ilginç bir maç izledik. İlerde top yapan, rakibi baskı altına alan Niang, golü atmadan önce tam çıkarılıyordu ki top oyunda kaldı, golü attık. Allah korudu. İkinci yarıyla beraber Aybaba futbolda çığır açan taktik hamlesiyle kurtarıcımız Holosko’yu soktu. İlerde top yapamayan, hava topları rakipte kalan takım çıktı ortaya. Neyse ki orta saha biraz diri, Fernandes-Oğuzhan yardımlaşmasıyla golü buluruz derken, Oğuzhan bir anda kenara alındı. Ne orta saha kaldı, ne forvet hattı, ne de kanat organizasyonu. Resmen oynayan takım bozuldu, sabote edildi. Ersun Yanal’ın keşke dediği her şey yapıldı. Türkiye’nin en yetenekli golcüsü Mustafa mucizeyi yarattı, çaktı golünü içimiz rahatladı. Geleneği bozmak istemeyen Aybaba Mustafa’yı da oyundan alarak taktiksel dehasını, oyun becerisini, Beşiktaş tarihine geçecek teknik direktörü olabileceğini hepimize ispat etti!

“Daha önceki yönetimler gibi, maç günü kongre yapmayacağız!” diyen Sayın Fikret Orman Tüzük Tadili Genel Kurulunu yaptı ve yeni Tüzüğümüz kabul edildi. 1600 üye ile başlayan Genel Kurul 50 üye ile tamamlandı. Divan Başkanımızın müthiş yönetimiyle, maddeleri okuma ve oylama kabiliyetiyle anlaşılır bir toplantı oldu!

Aynı isimler, aynı tartışmalar, aynı düzen, aynı yönetim. Atalarımızın dediği gibi, Beşiktaş’ta her şey ESki tas ESki hamam.

Bu arada aklıma geldi, birkaç soru sormak isterim. Bir çoğumuz hatırlamayız üzerinden epey zaman geçti çünkü. Geçen hafta tribünde bir kavga yaşanmıştı. Hani eli coplu birkaç kişi taraftarın ağzını burnunu kırmıştı. Sahi ne oldu o olayın sonucu? Hesap soruldu mu? Olayın nedeni ortaya çıktı mı? Olaya müdahale etmeyen polislere, güvenlik görevlilerine soruşturma açıldı mı? Bu kişilerin nasıl içeriye girdiği ortaya çıktı mı? Saldırganlardan Erol Edizer isimli şahısın, ömür boyu maçlara girememe cezasına rağmen nasıl içeri alındığı belirlendi mi? 

Son olarak dün Genel Kurul’da gözüme çarpan küçük bir ayrıntıyı paylaşmak isterim. Dikkat ettiniz mi, Sayın Fikret Orman “Hesap Soracağım” cümlesini hiç kullanmadı. Sanırım Başkanımız yapamayacağı şeylerin sözünü vermeyeceğinin farkına vardı. Bu bile Beşiktaş’ımızın geleceği içimizi rahatlatıyor, güven veriyor.

30 Nisan 2013 Salı

Beşiktaş "Kaza"'ya Kurban Gitmiş


Beşiktaş'a kim zarar verdiyse karşılığını görecektir. Taraftarımız merak etmesin, hesap soracağım”
1 yıl geçti hesap sorulduğunu, hesap sormak için adım atıldığını gören var mı?

“Öz kaynaklara önem veren bir kulüp yapısı oluşturacağız”
Alt yapıdan A takıma çıkarılarak şans verilen 1 tane oyuncu söyleyebilecek var mı?

“Biz elimizi taşın altına koyduğumuzda ortada kimse yoktu.”
Hala yok. Neden yok? Kulübe o insanları kazandırmak için ne yapıldı? Dünyadaki tek Beşiktaş’lı Fikret Orman mıdır? Başkanın 1 yıldır her konuşmasında kullandığı bu cümle sıkmadı mı artık?

Beşiktaş çok itibarlı ve güvenilir bir markadır. Son zamanlarda bu güveni kaybetmeye başlamıştı. Tekrar bu güveni sağlamaya çalışıyoruz. “
Localarda  magandaların taraftar dövmesiyle, “Düşmeye oynayan takımı şampiyon adayı yaptım” diyen bir hocayla, FEDA sloganı, menemen esprileriyle, 1 yılda 5 yönetici istifasıyla mı sağlamaya çalışıyorsunuz kaybedilen güveni?

“Stadyumda Beşiktaş taraftarlarını dövemeye kalkanlar var. Oranın huzurunu bozanlar var. Onlardan da hesap soracağız. Beşiktaş'a zarar verenin yanına kar kalmayacak.”
Seçildikten 3 ay sonra CnnTürk’te bu açıklamayı yaptı sayın Başkan. Kendisi Umre’deyken taraftar dövmenin ağababasını yaptılar.Geçmiş dönem olaylarından hesap sorabildiniz mi ki hafta sonu yaşanan rezaletten hesap soracaksınız?

Önümüzdeki sene nerede oynayacağımızın da çalışmalarını yapıyoruz”(06.11.2012)
6 aydır önümüzdeki yıl nerde oynayacağımızın çalışması yapılıyor. Türkiye’de 200 e yakın stat mı var da henüz karar verilemedi?

“Beşiktaş'ın UEFA lisansı alabilmesi için ben gittim noterden tüm vergilerine şahsi kefaletimi verdim. “
Beşiktaş başkanının asıl görevi kulübün menfaatleri değil midir zaten? Görevinde 1 yılı doldurmasına rağmen, kefalet vermeden UEFA lisansı alınamaması başarısızlık değil midir? Övünerek bunu savunmanın anlamı nedir?


Geçmişteki açıklamalar çoğaltılarak, birçok tezatlık tartışılabilir. Bugün yapılan basın toplantısının ana gündem maddesi cumartesi yaşanan saldırıydı. Peki konuşulan başlıklar nelerdi? Tamer Kıran’ın istifası, saldırı, şeffaflık, Levent Erdoğan, borçlar, tüzük, Şampiyonlar Ligi bütçesi, başkanlık süresi.. Ana gündem maddesi olan saldırıya, basın toplantısında ne kadar süre ayrıldı? O kişilerin stada neden aranmadan sokulduğu,orada ne amaçla bulundukları neden konuluşmadı? Saldırının asıl sorumlusu kişiler, neden olaya “Kaza” süsü verilerek korunmaktadır? Herkesin kafasındaki soru işaretlerini, “Olay kazaydı” diyerek kaldırabildiniz mi? 
Kimse şunu aklından çıkarmasın.Beşiktaş manevi değerinin yanında bir şirkettir.Bu şirketin sahibi Büyük Beşiktaş Taraftarıdır.Fikret Orman sadece bu kulübün çalışanı, başkanıdır.Ne başkanın,ne yöneticilerin,ne hocanın,ne de oyuncuların bu kulübün gerçek sahibini küçük düşürmeye, kandırmaya,hesap sormaya hakkı yoktur.Hesap soracak birisi varsa taraftarlardır..


Saygılarımla..
Mustafa AYHAN

Twitter: mustafayhan1903
Mail: m.ayhan85@gmail.com


29 Nisan 2013 Pazartesi

İŞİMİZ ALLAH'A KALMIŞ


Son 2 ayda yaşananlara göz atalım,

Samet Aybaba’nın yeğeniyle statta tartışma oldu ve karşılıklı küfürleşmelerle olaylar büyüdü.

Samet Aybaba’nın kızı Gülşen Aybaba babasını eleştiren Ece Erken’e laf attı ve tartışma gece boyu devam etti.

Antalya maçında atılan golden sonra Olcay Şahan taraftara haddini bildirdiğini sanarak el kol işaretleriyle tepki göstermeyi denedi sonrasında olay özür dilemeyle kapatıldı.

Samet Aybaba’nın kızı tribünden “Bunlar Fenerli, atın bunları dışarı.” gibi hakaretlerle taraftarı tahrik ederek kendisine şişe atıldığını iddia etti. Kulüp ise bu olayı kayıtlardan inceleyerek herhangi bir nesnenin fırlatılmadığını görüntülerden tespit edip olayı yalanlayan bir açıklama yaptı.Konu biranda kapandı.

İstifalar arka arkaya gelmeye başladı. Hemen hemen tüm istifaların içeriğindeki ifade aynı “Mevcut yönetim yapısında görevimi yerine getiremeyeceğim, Beşiktaş’a bu yapı içinde fayda sağlayamayacağım…”

Seyit Ateş’ten Muhammed Demirci’nin sözleşmesi ile ilgili bir açıklama geldi, yönetim kurulu üyelerinden anında gelen bir yalanlama sonrası büyük tartışmalar başladı.

Her yönetici buna başkan da dahil takımın teknik direktörü hakkında “Sezon sonu gelsin değerlendiririz” açıklaması yaparak, olası bir hoca değişikliği sinyali verdi.(Levent Erdoğan hariç)

Fernandes’in altyapısından yetiştiği Benfica maçını izlemeye gittikten sonra yoğun bir şekilde transfer haberleri çıktı. Ordu maçında hocasının elini sıkmayarak Bursa maçından sonra yazdığım yazıyı doğruladı.

Ve Ordu maçında yaşanan olaylar…
Fenerbahçe taraftarı, Sedat Peker’in adamı, Tahir ve Tamer Kıran’ın koruması Rauf Büyük elinde cop ile polisin gözü önünde 1 taraftarı tanınmayacak hale getirdi. Göz altına alındı, savcının talimatıyla sabah bırakıldı. Rauf Büyük ile saldırıya karışan Erol Edizer isimli şahıs, 2008 yılında oynanan Antalyaspor maçında bir taraftarı bıçaklayarak ömür boyu her türlü spor organizasyonunu izlemekten men edildi.Olayın diğer kahramanlarından Volkan Burak Uzun ise Rauf Büyük’ün gelecek vaad eden mafya çıraklarından birisi.Ve bu adamlar VIP tribününe Tamer Kıran’ın davetiyle geliyor, “Samet Aybaba İstifa” diyen karı koca bir çiftin üzerine dayak atmak için yürümeye çalışıyor. Öner Boyalıklı isimli bir taraftar “Siz ne yapıyorsunuz, ayıp!” diye engel olmaya çalışırken hastanelik oluyor, kafatasında çatlak, 6 diş kırık.
                Kafama takılan bazı sorular var;
1)       Samet Aybaba’nın sezon sonu gönderilebileceği sinyalini veren tüm yöneticiler ki buna Tamer Kıran da dahil, neden Samet Aybaba’ya tepki gösteren taraftarı dövdürtsün?
2)       Tamer Kıran ve Tuğrul Yenidoğan maçtan önce İstiklal Marşı okunurken, neden maçtan sonra olayın yaşanacağı bölgeye dikkatlice bakıyorlardı?
3)       Biri ömür boyu men cezası almış, biri Fenerbahçeli ve bir mafya babasının adamı ve diğeri de bu kişinin çırağı olan bu 3 kişi stada nasıl girdi? Neden aranmadı? Nasıl bu kadar rahat hareket etti?
4)       Olaydan sonra savcı neden talimat verip tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasını istedi?
5)       Şişe fırlatma olayından sonra Gülşen Aybaba, Adnan Aybaba ve Samet Aybaba “Bu olayın hesabı sorulacak.” derken dün yaşanan çirkin olayı mı kastettiler?
6)      Kazanılan kaybedilen her maçtan sonra, yorumu tartışması eksik olmayan Samet Aybabanın kızı neden 4 gündür sessiz?
7)       Gördüğü her mikrofona konuşan Tamer Kıran açıklama yapmak için neyi bekliyor?

Kafalarda soru çok cevap yok…

Yapılan tek doğru şey, Başkan Fikret Orman’ın umreye gitmesidir.Başkan haklı, duruma bakarsak Beşiktaş’ın işi Allah’a kalmıştır..

Saygılarımla
Mustafa AYHAN

Twitter: mustafayhan1903
Mail: m.ayhan85@gmail.com

24 Nisan 2013 Çarşamba

Ne Olacak Bu BEŞİKTAŞ’ın Hali




Beşiktaş taraftarının birkaç yıldır en çok duyduğu sorudur bu. “Ne olacak bu Beşiktaşın hali?” Rakip takımı tutan eşimiz dostumuz bu soru ile hafiften kızdırır hepimizi.Birkaç koyu Beşiktaşlı toplanınca muhabbet bu soru ile başlar sonrasında saatlerce kafa patlatılır.Yatmadan önce kafanı koyarsın yastığa ve sorarsın kendi kendine bu soruyu. Kafamın içinde saplantı haline dönüşen bu soruya karşılık, aklıma gelen çözüm önerilerim, düşüncelerim şunlardır; 
  • Üyelerin aidatlarını, yöneticilerin ödemediği bir sistem kurulmalı.
  • Dernek üyeleri, seçimde kullanacakları oylarını, kendisini besleyecek kişiye değil, Beşiktaş’ı kalkındıracak kişiye vermeli.
  • Derneklerin yapısı, üyeleri, yöneticileri gözden geçirilmeli.
  • Seçimlerde, dernekleri arkasına alıp koltuk sevdasına düşen yöneticilerin kulüpten uzaklaştırılmalı.
  • FEDA , Menemen,  Gizli Hedef gibi tabirleri kullanmayan yöneticilerle ve idarecilerle çalışılmalı.
  • Kulüp Üyeliği, Beşiktaş tabanından kopuk, taraftardan uzak,yıllardır hiçbir fayda sağlamayan aynı isimlerin etrafında döndürülmemeli.
  • Olumlu adımları, yeni oluşumları, tüzük değişikliğiyle engellenmeye çalışan, koltuk sevdalısı yöneticiler kulübün kapısından içeriye sokulmamalı.
  •  “Bizi bu hale düşürenlerden hesap soracağız” gibi  yapamayacağı vaatler verip, farklı gündemler yaratmak için her mikrofona konuşan Başkana “Hesap sormak için ne bekliyorsun?” sorusu sorulmalı.
  • Şeffaflık ile her mikrofona konuşmanın aynı olmadığı bilinmeli.
  • İşinde uzman idareciler yerine hemşeri, eş-dost, sponsor önerisiyle kulübe çalışan alınmasını engellemeli.
  • Kişisel çıkarlar uğruna Beşiktaş’ı başarısızlığa götüren yönetici, idarecilerle derhal yolların ayrılmalı.
  • Büyük kulüplerin, küçülmeye gidilerek başarılı olamayacağı bilinmeli.
  • Ürün çeşitliliği arttırılarak iyi bir pazarlama departmanı oluşturulmalı.
  • Kartal Yuvasında para kazanmak için adını kullandığın “Çarşı” taraftar gurubu kulüpten, stattan uzaklaştırılmamalı.
  • Altyapının başına sadece eski Beşiktaş futbolcusu olmaktan başka vasfı bulunmayan kişiler yerine, bu işin eğitimini almış uzmanlar geçirilmeli.
  • Tüm yıldızlarını satıp hedefsizleşmek yerine, elindeki yıldızları kullanarak kulübe gelir getirecek şampiyonluk, Avrupa’da başarı, forma satışı, vizyon, tanıtım gibi olumlu hedeflere yönelmeli.
  • Ürün satışı için birçok büyük sanal mağaza ile anlaşma yapılmalı.
  • Kartal Yuvası Mağazalarının sayısı arttırılarak hemen hemen her AVM de bir mağaza açılmalı.
  • Taraftarlar arasında ödüllü proje yarışmaları düzenleyerek, taraftarın kulübün gelişmesine katılımı sağlanmalı.
  • Kendini ispatlamış, kariyeri sağlam, vizyonu olan, “Gizli Hedef”’ten çok kulübün 110 yıllık tarihinde tek hedefinin Şampiyonluk olduğunun farkında olan bir hoca ile çalışılmalı.
  • Medya, basın önünde oyuncusunu küçük düşürmeyecek, topluma oyuncularını şikayet etmeyecek, oyuncusuna iyi günde kötü günde sahip çıkacak hocalar ile çalışılmalı.
  • Beşiktaş’ın sadece futbol takımı olmadığı bilinmeli, para yok diye branş kapatmak yerine sponsor bulunmak için gerekirse kapı kapı gezilmeli.
  • Sadece Beşiktaş’ın konuşulduğu radyo, TV programlarına sponsor bulunmalı, yöneticiler her fırsatta bu programlara destek vererek Beşiktaş’ı 3. sayfalardan kurtarmalı.

Başlangıç olarak bunlar yapılsın, bak o zaman Beşiktaş birkaç yılda nerelere geliyor. Hiçbir Beşiktaşlı yönetici, taraftar asla ve asla yenilgiyi ve başarısızlığı kabullenmemeli.Kimsenin, ”Nasıl olsa borçtan dolayı, bu sezonu çöpe atmıştık” demeye hakkı yok!. Kimsenin Beşiktaş’ın haklarını, hedeflerini,hayallerini çöpe atmaya hakkı yok! Kimsenin, “Beşiktaş bu yıl küme düşer diyorlardı 3. olduk bu da başarıdır” demeye hakkı yok! Başarısızlığı, başarı gibi göstermeye çalışanlara fırsat vermeyin.

Saygılarımla..
Mustafa AYHAN

Twitter: @mustafayhan1903

16 Nisan 2013 Salı

Oğuzhan'ın Zaferi




                Yıllardır devam eden geleneği bozmadık.Dün akşam Antalyaspor’a karşı galip gelerek önemli bir 3 puanı cebimize koyduk.Doğma büyüme Antalyalı olup, 8 yıl önceye kadar Antalyaspor’un bütün maçlarına gidip destek vermiş, Beşiktaş maçlarında “07 Gençlik ve Akrepler” in içinde Beşiktaş atkısı ile oturan tek kişi olarak benim için farklı bir anlam taşıyan bir maçtı dün akşamki maç.Önemli bir üç puan aldık.  Sadece Samet Aybaba’nın bildiği “Gizli Hedef”‘imize yaklaştık mı uzaklaştık mı hocaya sormak lazım. 110 yıllık tarihinde, kurulduğundan beri hedefi şampiyonluk olan takımın 110. yılında biranda  “Gizli Hedef”’i oldu. Ellerimizde taze ekmek, önümüzde menemen tabaklarıyla merakla bekliyoruz bu “Gizli Hedef” nedir diye.Verdiği röportajda “Fenerbahçe karşısında kazanmamız düşüşe neden oldu.” açıklamasıyla “Keşke Fenere yenilseydik yahu!” dedirten sevgili Aybaba dün akşam taktiksel zekasıyla! hepimizi adeta büyüledi. 1 kaleci, 4 defans, 2 defansif orta saha toplamda 7 defansif yönü olan futbolcumuzla Antalyaspor karşısında varımızı yoğumuzu ortaya koyarak, canımızı dişimize takarak gol yememek için savunma yaptık. Kolay değil karşımızda hücum yapsan da gol atmak imkansız olan, her hücumu golle sonuçlanan bir dünya devi Antalyaspor vardı.Savunabildiğimiz kadar savunma yapalım, kalan vakitlerde topu verelim Fernandes’e bir şeyler yapsın.  Yapamazsa da nasıl olsa maçtan sonra “Haftanın 4 günü barlarda, eğlencede” diye suçu ona atıp yırtarız düşüncesiyle sahaya çıkan büyük deha Sir Samet Aybaba galibiyette en büyük paya sahipti diyebilir miyiz?
                26 Mart 2013 bundan 20 gün önce Oğuzhan Özyakup’un babası Muzaffer Özyakup’un açıklamalarını noktasına dokunmadan yazıyorum. “Hollanda’dan kalkıp oğlumun yanına geldim. Sırf hocasının açıklamaları üzerine burada kaldım. Çocuğun idman dışında bir yere gittiği yok. Bir yemeğe çıkar o da ya bizim aile ya da diğer futbolcu arkadaşları ile. En geç akşam 8’de evde oluyor. Futbolu her şeyi ile yaşıyor. Elbette eksiği olabilir ama hocası bir tek oğlum için basın önünde sürekli yanlış, eksik bilgiler verip onu ve bizleri rencide ediyor. Bu durum artık böyle gitmeyecek. Gerekirse Başkan ile konuşup bunun tekrarı halinde sezon sonu ayrılma niyetimizi söyleyip yardım istemek durumunda kalacağım. Her gün acaba hoca bugün oğlumuz için ne suçlamada bulundu psikolojisi içinde yaşıyoruz. Annesi de çok üzülüyor”
“Oğuzhan’ı şımartmayın,büyütmeyin”, “Gece hayatına dikkat etmeyenler var” açıklamalarıyla Oğuzhan’ı da ailesini de bezdirmişti artık Aybaba.Hoca, dün akşam maçtan sonra, “Oğuzhan benim evladım, katkısı büyük oldu” deme cesaretini buldu kendinde. Ya gününde olmasaydı neler bekliyordu acaba Oğuzhan’ı.. İbrahim Altınsay’ın hediyesi olan bu genç kardeşimiz acaba Altınsay’ın bulduğu oyuncu olduğu için mi bu kadar üzerine geliniyor. Hani Aybaba göreve gelmeden birkaç gün önce “Bilgim dışında hocalarla görüşülüyor” diye istifa eden sayın Altınsay. Hani, Aybaba ismi açıklandıktan sonra  “Ericsson’a bile razıyım derdim.” diyen Altınsay. Oğuzhan’ın yedek bırakılıp bu kadar üzerine gidilmesinin sebebi “İbrahim Altınsay’ın bulduğu oyuncu” olması mıdır? Taraftarın büyük saygı duyduğu Sayın, İbrahim Altınsay’ı itibarsızlaştırma operasyonunda araç mıdır Oğuzhan?
                “Forvet hattındaki sakat oyuncularımızdan dolayı ilerde Mustafa Pektemek’i kullanmak zorunda kaldık” açıklamasını yapan Samet Aybaba’ya sormak istediğim bir şey var; Olcay Şahan’ın abisi Osman Şahan’ın ortağı olduğu menajerlik şirketi “Players&More Sportmanagement GmbH “ ‘den aldığın Sinan Kurumuş nerdedir? Oynatılmayacaksa neden alınmıştır? Olcay Şahan ile aranızdaki dostluk ticari midir?
                Olcay Şahan, dün akşamın en çok konuşulan isimlerinden birisi. İkinci yarıda oyuna giren Olcay Şahan (İlk yarıda sahada olduğunu söyleyenler olsa da ben duyduğuma değil, gördüğüme inanırım.) 15 dakika sahada kaldı ve bu 15 dakikayı bir de golle süsledi.Golden sonrada taraftara dönüp “Noldu lan noldu, al işte al!!” diyerek sağ olsun tüm Beşiktaş Taraftarına haddini bildirdi. Hani o gösterdiği Şanlı Arma’nın sahibi, hani o aldığı 1 Milyon Euro garanti  parayı, cebindeki son parayla bilet alarak ödeyen taraftara. Tüm maçlarda yatıp 4-5 Maçta bir çıkıp 1 gol atacaksın, sahada mücadele etmeyeceksin, diğer oyuncuların gözü önünde Aybaba tarafından kayırılacaksın, hocanın eleştirdiği, kötülediği diğer oyuncuların paslarıyla gol atıp bir yerlere geleceksin, senede 1 Milyon Euro garanti para alacaksın, birde dönüp taraftara haddini bildirmeye kalkacaksın. Olcay Şahan, o armasını gösterip üzerine giydiğin forma 110 yıldır, dün akşam küfrettiğin taraftar sayesinde var.1 çift kundura + 2 takım elbiseye transfer olup 17 yıl boyunca kulüpten tek kuruş almayan Baba Hakkı’nın giydiği formayı giyiyorsun.Haddini bil!
                Dün geceden gözüme çarpanlar; Şifo Mehmet’in dakikalarca alkışlanıp Aybaba’nın ıslıklanması,Mustafa Pektekmek’in azmi, çalışkanlığı, eski günlerine özlemi  olumlu sinyaller veriyor. Gökhan Süzen’in sakatlanıp 2 dakika boyunca yerde yatarken 1 tane oyuncunun yanına gelip iyi misin diye sormaması ilginçti. Holosko’nun kadroda isminin olup sahada olmaması, Oğuzhan’ın maçın bitiminde gördüğü sarı karttan sonra Fernandes’in, Oğuzhan’a desteği ve diyalogu diğer göze çarpan detaylardı.. Çok fazla detayın bulunduğu bir gece oldu.
                Son olarak bahsetmek istediğim bir isim var. Samet Aybaba’nın kızı Gülşen Aybaba. Onun ismini ilk defa herhangibir puan kaybı sonrası yapılan röportajda Aybaba’nın “Kızım beni yenilgi sonrası eve almıyor” diye açıklamasıyla duyduk. Daha sonra Ece Erken’in “Samet Hoca değil, Samet Bey” söylemine sert karşılık vererek, taraftarlar tarafından “Çapsız Samet’in Çapsız Kızı” yakıştırması ile gündeme geldi. Dün akşam ise Samet Aybaba’ya tepki gösterenleri stattan attırmaya çalışmasından sonra, kendisine şişe fırlatıldığı haberleriyle tekrar manşetlere girdi genç kardeşimiz. 2010 yılında “Mutluluk Kenti” albümünü çıkaran yetenekli arkadaşımızın yeni albüm hazırlığında olup olmadığı merak konusu. Yeni bir Buse Terim vakası yaşanıp yaşanmayacağını merak ediyorum.Bekleyip göreceğiz..

Saygılarımla..
Mustafa AYHAN

Twitter: mustafayhan1903

                

11 Nisan 2013 Perşembe

PROJE BJK


Ben de dahil olmak üzere tüm Beşiktaş taraftarı, yönetimden, teknik heyetten, futbolculardan, alt yapıdan, Türk futbolundan, hakemlerden, yayıncı kuruluştan, spor yazarlarından, basından, futbolun içindeki herkesten ciddi anlamda şikayetçiyiz. Eleştiriyoruz, küfrediyoruz, tepki gösteriyoruz, saatlerce süren futbolun dışında her şeyin konuşulduğu programları izliyoruz. Yeri geliyor eşimizle,dostumuzla, arkadaşlarımızla, ailemizle ciddi tartışmalar içine giriyoruz. Ama problemlerin çözümüne dair kafa patlatmak pek hoşumuza gitmiyor. Ülke olarak genel sorunumuz bu sanırım. Herkesin bir eleştirisi var ama çözüm için fikri olan kişi sayısı en fazla %10.
Neredeyse hergün, “Şöyle olsa daha iyi olmaz mı?”, “Bunlar yapılsaydı çok farklı yerlerde olurduk” gibi birçok diyolog içindeyiz.Yeri geliyor geçimimizi nasıl sağlayacağından çok Beşiktaş’ı bu dar boğazdan nasıl kurtaracağımzıı konuşuyoruz. Ve en sonunda Beşiktaş için kafa patlatan birkaç kişi olarak bir karar alalım dedik ve kolları sıvadık. 
Kimseye, hiçbir kuruma bağlı olmadan, www.besiktasicinbirfikrimvar.com sitesindeki oluşuma benzer şekilde, taraftarlarımızın fikirlerini, düşüncelerini, önerilerini proje haline getirip gerekli fizibilite çalışmalarını yaparak yönetime sunmaya çalışacağız. Lisanslı ürünleri, kombine satışı, Kartal Yuvası gibi, taraftar odaklı para kazanma politikasına alternatif yeni maddi kaynak arayışı içine girelim dedik. Sosyal medyayı kullanarak, gecesi gündüzü Beşiktaş olan taraftarlarımızdan destek bekliyoruz. Sesini duyurmaya çalışan, fikirleri “evet haklısın” ‘dan öteye gitmeyen tüm taraftarımızı destek vermeye davet ediyoruz. Beşiktaş Şirketler Gurubu Genel Koordinatörü Sayın Uğur Gökhan Sarı ‘nın destek ve teşekkürü ile, çözüm odaklı projelerimizi oluşturmak için tüm taraftarımızın fikirlerinizi bekliyoruz. 
Önerilerinizi mail yoluyla, projebjk@gmail.com mail adresine gönderebilirsiniz. Bu havuza 1 damla bile katkımız olacaksa ne mutlu bize. Projelerden para kazanma, telif hakkı, ödül, hediye, imtiyaz, bedava bilet gibi hiçbir beklenti ya da isteğimiz olmayacaktır. Bize en güzel hediye Beşiktaş’ın daha güçlü bir yapıya kavuşmasıdır. Beşiktaş üzerinden para kazanmak için değil, Beşiktaş’ımıza para kazandırmak için varız. En büyük hayalimiz, birçok taraftar gurubu içinde bir ilki gerçekleştirerek Türkiye’nin en güçlü Taraftar Proje Ekibini kurmaktır. Bilgisi, donanımı, projeyle ilgili uzmanlık alanı olan herkesi ekibimize katılmaya bekliyoruz.

Saygılarımla,
Mustafa Ayhan

İletişim:
Twitter; @mustafayhan1903
Mail; projebjk@gmail.com