7 Şubat 2013 Perşembe

Bir Umudum Sensin Anlıyor Musun?



Devrenin bitmesine az bir süre kala, bütün spor yazarları ağız birliği etmişcesine Beşiktaş’ın herkesi şaşırttığını kimsenin böyle bir performans ve başarı beklemediğini, maddi imkansızlıklara rağmen oyuncuların ve camianın şampiyonluğa kenetlendiğini yazdılar, söylediler röportajlar yapıldı ve şampiyonluk şarkıları söylendi.20 haftayı bu heyecanlı tartışmalarla kapattık.
Peki neydi başarı? Bu hafta itibariyle Beşiktaş 20 maç oynamış. 8 galibiyet, 8 beraberlik, 4 malubiyet. Toplanan puan 32. Kaybedilen puan 28. Atılan 43 gole karşılık yenen 31 gol.. Mağlubiyet ve beraberlik toplamı galibiyet sayısından fazla olan takım şampiyonluk şarkıları söylüyor avrupanın en iyi liglerinden biri olan ligimizde.Sorun gerçeği kimsenin görememesi midir yoksa bilinen gerçeğin örtbast edilmesi mi?
Ya oluşan talihsiz sakatlıklara ne demeli? Ersan, İsmail, Mustafa, Uğur Boral, büyük umutlarla kiralanan Dentinho ve son olarakta bizim sağlık heyetinin bişey yoktur diye ağrı kesici verdiği, milli takımdaki kontrollerde ortaya çıkan, karın kaslarında zorlanma ve ödem oluşan Necip Uysal. Üst üste gelen sakatlıklar için yönetim teknik heyet ve sağlık ekibinden detaylı rapor istemiş. Ağrılarından şikayet eden sporcuya ağrı kesici veren sağlık ekibi mi yazacak bu raporu?
Bırakalım sakatlar kendini toplasın kalanlar bize yeter diyelim haydi hep beraber.Kalanlar kimler? Gece hayatında 3 kez kavga haberi çıkan, yeni transfer Gökhan’a yumruk atan, son olarakta oyundan alınırken hocasının elini sıkmayan Beşiktaşın büyük umudu ve yıldızı Fernandes en büyük koz şampiyonluk yolunda. Fernandes’ten sonra en çok güvenilen isim ise sahada abartılı hareketler içinde gördüğümüz, heran sinirlenip oyundan atılacak diye yüreğimizi hop ettiren hırçın orta saha oyuncumuz Oğuzhan. 2 maçta oynadığı oyunla olumsuz düşünceleri yok eden 3 yıldır ortalarda olmayan Holosko. Gol umudumuz büyük umutlarla transfer ettiğimiz 33 yaşındaki 40 gündür ayağına top değmemiş Niang. Karşı karşıya gol kaçırma rekorlarını alt üst eden Olcay. Sahada en çok koşan ve en az topla buluşan, az topla buluşmasına rağmen en çok top kaptıran oyuncumuz Veli. Topla hücuma çıkarken ya topun önünde yada çok gerisinde koşan Hilbert, sol bekin değişmez ismi olmaya aday ama heyecanından ayakları titreyen Gökhan.Kafa olarak hiçbir maça konsantre olamayan Ersan, patlamaya hazır bomba tecrübeli kaptan İbrahim. Yarım sezonda 20 nin üzerinde gol yiyen panter kalecimiz McGregor. 10 yaşından beri büyük yıldız olacak diye beklediğimiz toplamda 10 maç oynatılmayan Muhammet ve oyuna girince heyecan verecek kapasiteye sahip olmayan yedek kulübesindeki genç yeteneklerimiz…
Bizi şampiyonluğa taşıyacak, şamiyonluk şarkıları söyletecek kadromuzun son hali budur. Ve bu kadronun başında 28 puan kayba rağmen takımı 3. sırada tutan çok başarılı hocamız Samet Aybaba. Gerek menemen espirileri, gerekse hata yapan oyuncuyu 85. dakikada yuhlatmak için oyundan alarak ona harika bir ders vermesi, kazak kardeşlerimizin getirdiği yerel kıyafetlerle poz vererek sempatik görüntü çizmesi, sahada taktiksel zekası ile maçın kaderini değiştirmesi ile hepimizin içine kocaman bir umut yerleştiriyor.
Kimsenin ortaya çıkmadığı bir zamanda elini taşın altına koyduğunu her konuşmasında vurgulayan başkanımız sayın Fikret Orman’ın çabalarını da unutmamak lazım. Her gördüğü mikrofona konuşan, kulübün bütün gelişmelerini medyaya aktarmaya bayılan bir yönetici kadrosuyla beraber Beşiktaşı bu dar boğazdan kurtarmak için çalışıyorlar.Medya önünde konuşacak oyuncuların paralarını ödeyerek, personelin parasını sonra da versek olur diyerek harika bir finansal yönetimle bu darboğazdan kurtaracaklar bizi.
Özellikle Kartal Yuvasındaki gelişmeler umutlarımıza umut katıyor.Bir tane Kartal birde Bjk yazısı ve amblemi koyduk mu taraftar bunu kapış kapış alır diyen müthiş tasarım ekibiyle hizmet için gece gündüz üretimdeler.O kadar çalışıyorlar ki Kartal Yuvasının internet sitesine fotoğraflarını koydukları ürünler ütülenmemiş yoğunluktan. Taraftarımız da Kartal Yuvalarını birgün boş bırakmıyor 8 sene önce aldığı tişörtü tekrar almak için.
Ah bir de şu tirübünleri doldurmayan, takımın bu kadar puan kaybetmesinin sebebi olan Çarşı yok mu o Çarşı..Sayın Fikret Ormanın baş düşmanı o taraftar gurubu. O taraftarlar da varını yoğunu, çocuğunun rıskını verirse kulübe işte o zaman bu borçlar biter ve 5 yıl sonra Şampiyonlar liginde final oynarız.
Gözlerimin gördüğü Beşiktaş budur kardeşlerim.Kimse darılmasın, gücenmesin, kızmasın ama benim gözümde Beşiktaşımızın hali budur. Sayın Nevzat Demir’in finanse etmesiyle hazırlanan 100. yıl belgeselini izleyerek  bir parça umutlanıyorum her gece uyumadan önce.Taa ki maç saati gelene kadar….

                                                                                                                                             Sevgiler & Selamlar
                                                                                                                                                Mustafa AYHAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder